Ankara’da Cumhur İttifakı’ndaki ‘çatlak’ iddialarıyla birlikte siyaset gündemi oldukça hareketli. İktidar kanadından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 4. kez adaylığına dair bir açıklama geldi.
Türkiye Basın Federasyonu’nda “Anadolu Sohbetleri” etkinliği çerçevesinde, Türkiye Basın Federasyonu Genel Başkanı Sinan Burhan ve basın mensuplarıyla bir araya gelen AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Cumhur İttifakı ile ilgili açıklamaları sorulduğunda Yavuz, 2018 yılından bu yana ittifak süreçleri ve görüşmelerin içinde olduğunu vurguladı. “AK Parti ile MHP arasında, Devlet Bey ile Sayın Cumhurbaşkanımız arasında hiçbir zaman bir ihtilafın olmayacağı noktasında iddialıyım” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
Yavuz, “Fırsat bulduğumuzda yeni, sivil ve demokrat bir anayasa oluşturacağız, ancak bunu milletle birlikte yapacağız. ‘Alın size bir anayasa, bu bizim anayasamızdır, herkes buna uysun’ gibi bir yaklaşım içinde olmayacağız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ne zaman yapılacağına dair bir soruya ise Yavuz, “Ben seçimlerin 2028’de olacağını düşünüyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın yeniden adaylığına ilişkin bir tablo oluşmasına katkı sağlayacak şekilde Meclis’in bir karar vermesini umuyoruz. Ancak bunun için 2027’de o seçimin yapılması gerekmiyor. Bir hafta, iki hafta, bir ay önce de yapılabilir, bu nedenle 2028 diyorum.” yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kesinlikle seçimi kazanma üzerine bir yaklaşım sergilemediğini ifade eden Yavuz, Erdoğan’ın bir seferinde “Biz ilkelerimizle geldik, gideceksek ilkelerimizle gidelim” dediğini aktardı.
Ali İhsan Yavuz, 2019 İstanbul seçimlerinde yaşadıkları bir olayı ise şu şekilde anlattı: “2019 İstanbul seçimlerinde Sayın Cumhurbaşkanımız oturuyordu, biz de Binali Bey’le yanındaydık. Birisi, ‘Suriyeliler konusu seçimlerde bizi çok etkiliyor. Hızla Suriyelileri göndereceksiniz diye açıklama yapmalısınız’ dedi. Bu basına kapalı bir toplantıda gerçekleşti. Sayın Cumhurbaşkanımız hemen mikrofonu alarak, ‘Biz Suriyeliler ölmesin diye kapıları açtık. Varil bombaları altında can vermesinler diye. İnsanlık görevimizi yerine getirdik. Eğer açmasaydık öleceklerdi. Bu konuyu siyasete alet etmem. Değil İstanbul seçimlerini, bütün Türkiye’nin seçimlerini kaybedecek olsam da böyle bir şey söylemem. Çünkü bu insanlık görevimizi siyasete malzeme etmek olur ve bu Allah’ın gücüne gider. Böyle bir şey yapmaktansa, İstanbul seçimlerini veya tüm Türkiye’nin seçimlerini kaybetmeyi tercih ederim’ dedi. Biz de işlerimizi bu şekilde yürüteceğiz.”




