Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, partisinin kuruluşunun birinci yılı dolayısıyla Büyük Ankara Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinlikte konuşma yaptı.
Etkinlikte, Anahtar Parti’nin çeşitli il örgütleri ile diğer siyasi partilerin temsilcileri de yer aldı. Etkinlik, partinin kuruluş süreci ve saha gezilerinden kesitlerin yer aldığı bir video gösterimi ve müzik dinletisiyle başladı.
Ağıralioğlu, salonda bulunan partililere “2024’te Türk milleti için çıktığımız mukaddes yolculuğun 1. senesi için Ankara’da Kuzey Ankara Kongre Merkezi’nde katettiğimiz mesafeyi, milletimiz için yürüdüğümüz yolları, çektiğimiz zahmeti, milletimiz için bir umut meşalesine döndürdüğümüz bu güzel günümüze hoş geldiniz. Şeref verdiniz” diyerek hitap etti.
İKTİDARA “UMUT HAKKI” YANITI
Yeni süreci eleştiren Ağıralioğlu, “Öcalan’a yol arkadaşı oldunuz. 2023 seçimlerinde muhalefet için ‘Bunlar Öcalan’ı serbest bırakacaklar’ diyordunuz. Umut hakkından bahsettiğiniz terörist başına çok ağır hakaretler ediyordunuz. Şimdi ‘terörist’ de diyemiyorsunuz. Milletinize umut olmak için yola çıkmıştınız, ama milletinizin kabusu oldunuz. Öcalan’a umut hakkından bahsediyorsunuz. Biz sizi unutma hakkımızı kullanacağız” ifadelerini kullandı.
Ağıralioğlu, “28 Ekim’de parti kurmanın zor olduğu bir iklimde, her parti kurana ‘deli’ gözüyle bakıldığı bir ortamda, memleket için bir daha denemek, tekrar yola koyulmak, Türk milleti için gayretle yeniden mücadele edebilmek kararlılığına sahip bir avuç insanın ‘bir daha’ dediği günün birinci senesindeyiz” şeklinde konuştu.
Ağıralioğlu’nun konuşmasından öne çıkan noktalar şöyle sıralandı:
“Basın, siyasi analist çevrelerinin, siyaset muhitlerinin ‘bu zamanda, bu zeminde parti kurmak zordur’ dediği; ‘bu zamanda, bu zeminde partiyi tutturabilmek pek mümkün değildir’ diyebildiği bir ortamda, tereddüt etmeyen bir kadronun diline dökülen; neyi tutacağını bilenlerin partisi tutacak, ‘endişe etmeyin’ diyenlerin salonunda coşkuyla toplandığı birinci yıldayız. 28 Ekim’de Türk milletinin ümit ufkuna haykırarak demiştim ki: ‘Neyi tutacağını bilenlerin partisi millet sinesinde tutacak.’
Yola çıktığımızda neyi tutacağımızı biliyorduk. Devleti, vatanı, Cumhuriyet’i, emeği, gençlerin umudunu, çalışanın hakkını, üretenin kazancını tutacak olanların partisi olarak yola çıktık. Biz neyi tutacağını bilen bir hareketiz.”
“BU PARTİ, TÜRK MİLLETİNİN OLSUN DİYE KURULDU”
“Büyüyen coşkumuzla buradayız. Yine meydanlardaydık. Bir yılı meydanlarda geçirdik. Memleketin meselelerini siyasi olarak konuşulmasın isteğine karşı gerçek bir gündem belirleyip adım adım, sokak sokak, şehir şehir dolaşarak yeni bir iradenin mayalanmasına katkı sağladık.
Bu hareket bugün, milletine odaklanmış ve onun için kurulmuş bir hareket olarak buraya ulaşmışsa, 28 Ekim’de yola çıkarken neyi tutacağımızın ciddiyetine borçluyuz. Bu parti, bir parti de bizim olsun hevesinin değil, Türk milletinin olsun diye kuruldu. Anahtar Parti, devletimiz, milletimiz, vatanımız, bayrağımız ve çocuklarımızın hayalleri için kuruldu. Umut için kuruldu.”
“PROMPTER CİHAZINI KALDIRSALAR, GÖRECEK MİLLETİNİ”
“Genç işsizliği, eğitim problemleri, atanamayan öğretmenlerin sorunları ve staj, çıraklık mağdurlarının derdi bellidir. Tüm bu sorunlar ortada. Buraya ben değil, muhalefetten hangi partinin genel başkanı gelse aynı şeyleri söyleyecektir. İşin daha vahim tarafı, muhalefetten değil, Sayın Cumhurbaşkanı da gelse bizim dediklerimizin aynısını ifade edecektir. Ancak onun bir problemi var; milletine prompter cihazından baktığı için görmüyor bizi. Prompter cihazını kaldırsalar, milletlerini karşılarında bulacaklar.”
“KENDİMİ BİLDİM BİLELİ, VATANIMA, MİLLETİME ADANMIŞ BİR ÖMÜR YAŞADIM”
“Ben şimdi kendi adımla konuşuyorum. Bir yıl boyunca sitem ettim, bu sitemlerin bazıları milletimiz için bir mahsunluk sebebi oldu. Bazen önümde bir kamera buldum ve o mikrofona ‘Çocuklarımızın katillerinin önüne prompter cihazı koyuyorsunuz’ dedim. Kandil’de evlatlarımızı katledenlerin önüne canlı yayın araçları gönderiyorsunuz. Ben mikrofonsuz da konuşurken Türk milletine hitap ediyordum. Ben memleketin evladıyım. Kendimi bildim bileli, vatanıma, milletime, dinime, devletime adanmış bir ömür yaşadım.”
“MİLLETİNİZİN KABUSU OLDUNUZ”
“Bu, 50 artı 1 ile yürüttüğünüz Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin karnesidir. Değiştirin bunu. Siyasetteki ilkesizlikten kurtulun. Öcalan’a yol arkadaşı olmaktan sizi kurtaracak bir şeyden bahsediyorum. Bugün Öcalan’ın önüne mikrofon koymaya mecbur eden, Allah’ın sizin marifetinizle bizi imtihan ettiği bu berbat sistemdir. Şimdi sizi de, bizi de bu siyasi sistemde ilkeyle yeniden ayağa kaldıracak bir şey teklif ediyorum.
Teklifimizin arkasındaki gerçek şudur: Öcalan’a yol arkadaşı oldunuz. 2023 seçimlerinde muhalefet için ‘Bunlar Öcalan’ı serbest bırakacaklar’ diyordunuz. Umut hakkından bahsettiğiniz terörist başına ağır hakaretler ediyordunuz. Ama şimdi ‘terörist’ bile diyemiyorsunuz. Yolun başında milletinize umut olmak için yola çıkmıştınız, ama milletinizin kabusu oldunuz. Türk milletinin geleceği için çıktığımız bu yolda itham edilecek kabahatlerin sahibi sizsiniz.”
“HEVESLERİNE LÜTFEN TBMM’Yİ ALET ETME”
“Sandıkların başında sizi bekliyoruz. Öcalan’ı da alın gelin. ‘Kurucu önder’ diyorsunuz, alın gelin. TBMM’nin başkanı olarak unutmamanız gereken şey, bu mekanın millet iradesinin tecelligahı olduğudur. TBMM, evlatlarının katiline slogan attırılan ve bununla işlem yapılmayan bir yer olmamalıdır. Önümüzdeki dönem cumhurbaşkanı adayı olma hevesiniz olabilir, ama lütfen bu he
