Akademisyen Eda Saraç, 25 Ekim tarihinde Harbiye’de tiyatro izlemek amacıyla bulunduğu sırada, ters kelepçe ile gözaltına alındı ve 26 Ekim’de “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla tutuklandı.
Saraç’ın avukatları M. Atahan Öztürk ve Yiğithan Erim, yaşanan olaylarla ilgili ANKA Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu.
Avukat Öztürk, müvekkilinin durumu hakkında şu bilgileri paylaştı:
“YALNIZCA SOYUT BİR BEYANA DAYANILARAK TUTUKLAMA KARARI VERİLMİŞTİR”
“Müvekkil Eda Saraç, down sendromluların sahneleyeceği Hamlet oyununu izlemek için ilgili alana giriş yapmak istedi. Ancak girmeye çalıştığı esnada, nedenini bilmediği bir şekilde içeri alınmadı. Kendisine Cumhurbaşkanı’nın koruması olarak tanıtan bir polis, sert bir şekilde müdahale etti. Üstü aranmış ve kimlik kontrolünden geçmiş olmasına rağmen içeri girmesine izin verilmedi. Bunun üzerine, başka bir giriş yolu olup olmadığını kontrol etmek için Harbiye Orduevi’ne yöneldi. Kendisi bir asker çocuğu olduğu için hızlı adımlarla hareket ediyordu. Ancak bu sırada, Cumhurbaşkanlığı koruması tarafından derhal yakalanarak darp edilip ters kelepçe ile gözaltına alındı.”
“Müvekkilim tarafından söylenmediği iddia edilen sözler tutanak altına alınmış. Ancak başka bir kanıt bulunamayınca, olaya tanıklık etmeyen Harbiye Orduevi’nin nöbetçi uzman çavuşunun ifadesine başvurulmuştur. Müşteki olarak gösterilen bir polis memuru mevcut; fakat bu kişi müşteki sıfatına sahip değildir. Gerçeğe aykırı olarak hazırlanan tutanakta, Cumhurbaşkanına hakaret iddiası yer almıştır. 26 Ekim sabahı, savcılık dosyayı incelenmeden doğrudan Sulh Ceza Hakimliği’ne tutuklama talebiyle iletmiştir.”
“Sevk maddesinde de önemli bir hata bulunmaktadır. Müvekkilimin Cumhurbaşkanına hakaret ettiğine dair başka bir kişinin bilgisi olduğu ve tanık beyanının bulunduğu iddia edilmiştir. Ancak olayla ilgili hiçbir görüntü veya ses kaydı mevcut değildir. Sadece soyut bir beyana dayanarak tutuklama kararı verilmiştir.”
“Bu bir tedbir değil, tamamen bir cezalandırma yöntemidir. İlgili polis memuru, müvekkilimi Harbiye Orduevi çıkışında beklemiştir. Müvekkilimde dizlerinde ve bileklerinde morluklar ve ekimozlar tespit edilmiştir. Bu durum, tutuklu bulunduğu Bakırköy Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na girişte yapılan muayenede de kayıt altına alınmıştır. Bu sürecin peşini bırakmayacağız ve şikayetlerimize kararlılıkla devam edeceğiz.”
“TUTANAK, OLAYDAN ÜÇ SAAT SONRA, OLAYA TANIK OLDUĞU İDDİA EDİLEN KİŞİLERLE BİRLİKTE OLUŞTURULMUŞTUR”
Avukat Yiğithan Erim ise şu şekilde ifade etti:
“Suç anına dair herhangi bir görüntü veya ses kaydı dosyada bulunmamaktadır. Elimizdeki tek kayıt, ‘delil’ olarak dosyaya eklenen nizamiye çıkışındaki güvenlik kamerası görüntüleridir. Bu görüntülerde kamuflajlı bir kişi yer almamaktadır. Oysa bir kişi nizamiyede görevliyse, kamuflajlı kıyafet giymesi gerekmektedir.”
“Olay saat 14.50’de yaşanmıştır. Ancak tutanak, olaydan üç saat sonra düzenlenmiştir. Tutanakta müşteki olarak bir polis memuru yer almakta; ayrıca üç polis memuru daha bu tutanağa imza atmıştır. Ancak bu üç polis memurunun olaya tanık olup olmadığı belirsizdir.”
“Cumhurbaşkanına hakaret suçunun oluşabilmesi için, başka bir delil yoksa en az üç kişinin bu olaya tanık olması gerekir. Tutanak, bu koşulu sağlamak amacıyla olaydan üç saat sonra, tanık olduğu iddia edilen kişilerle birlikte oluşturulmuştur.”

 
							



 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					 
					