Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İstanbul’da “dijital dünyada çocukların güvenliğinin sağlanması ve kişisel verilerinin korunması” konulu bir toplantı düzenledi. Toplantıya sivil toplum kuruluşları temsilcileri de katılarak önerilerini sundular. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, sosyal medya düzenlemeleri üzerine Bakanlığın yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi verdi.
“NASIL SESSİZ KALDINIZ”
Bakan Göktaş, geçmişte yaşanan ayrımcılık örneklerini hatırlatarak, “1950 yılında Amerika’da siyahilerle beyazlar aynı otobüse binemiyordu. Otobüslerde, okullarda, hastanelerde ve restoranlarda beyazlardan ayrı alanlarda bulunmak zorundaydılar. Aynı muslukları, tuvaletleri, sınıfları kullanmaları yasaktı. 1990’larda Türkiye’de kadınlar başörtüsüyle üniversitelere giremiyordu. Peruk takanların girişine izin veriliyordu. Bugünden bakınca aklımız almıyor, ‘Nasıl böyle bir şeye izin verdiler?’ diye soruyoruz. Eğer bu yasayı çıkarmazsak, 2050 yılına geldiğimizde bize de benzer sorular soracaklar” şeklinde konuştu.
Bakan Göktaş, milyonlarca çocuğun dijital dünyaya bağımlı hale geldiğine dikkat çekerek, “Yarınlarımız olan çocuklarımız, kendi bedenlerine küsmeye başlıyor. Tehlikeleri göz ardı ediyor, kişisel sınırlarını hiçe sayıyor. Aileler, eğitim kurumları ve sivil toplum kuruluşları olarak çok geç olmadan hep birlikte adım atmalıyız” dedi.
“SANAL DÜNYA UZUN BİR SÜREDİR, GERÇEKLİĞİMİZ OLMAYA BAŞLADI”
Dijital dünyada çocuklara yönelik tehditleri STK temsilcileriyle paylaşan Bakan Göktaş, “En büyük sorun güvenlik problemi. Araştırmalar, internete erişimi olan her 10 çocuktan 6’sının her gün tanımadığı kişilerle iletişim kurduğunu gösteriyor. Gerçek hayatta çocukların sigara içmesine ya da kumar oynamasına izin vermiyoruz. Fakat sanal dünyada aynı tehlikeler sessizce yaşanıyor. Artık sanal dünya ve gerçek dünya diye iki ayrı dünyamız yok. Sanal dünya, uzun bir süredir gerçekliğimiz olmaya başladı” ifadelerini kullandı.
Bakan, dijital dünyanın çocuklar üzerindeki etkilerine de değinerek, “Sosyal medya kullanımı ergenlerde depresyon riskini yüzde 35 artırıyor. UNICEF’e göre, 14-17 yaş arası gençlerin yüzde 46’sı sosyal medya paylaşımları yüzünden kendini yetersiz hissediyor” dedi. Bu durumun toplumsal bir travma haline geldiğini vurguladı.
Çocukların sanal ortamda yaşadığı zorluklardan bahseden Göktaş, “Siber zorbalık artık okullarda değil, evlerimizde yaşanıyor. Çocukların dikkat süreleri sekiz saniyeye kadar düştü” şeklinde konuştu.
“SOSYAL MEDYADA SINIRSIZLIK, ÖZGÜRLÜK DEĞİLDİR”
Bakan Göktaş, toplumsal olarak birlikte hareket etmenin önemine vurgu yaparak, “Gerçek hayatta çocuğumuza sınırsız tatlı ya da oyuncak vermiyorsak, sosyal medyayı da sınırsız kullanmasına izin veremeyiz. Çünkü sınırsızlık, çocuk için özgürlük değil, tehlikedir” dedi. Ayrıca, zorbalık ve istismara karşı etkin mekanizmaların oluşturulması gerektiğini belirtti.
“BU SÖZLEŞME SEFERBERLİK ÇAĞRISIDIR”
Türkiye’nin Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin önemine değinen Göktaş, “Bu sözleşme, dijital dünyada çocukların üstün yararını gözeten kalıcı bir iş birliği kurmayı amaçlıyor. Çocukların güvenliğini sağlamak ve kişisel verilerini korumak için etkin koruma mekanizmaları oluşturulacak” dedi. Sözleşmenin toplumsal bir seferberlik çağrısı olduğunu ve birlikte hareket edilmesi gerektiğini ifade etti.
Toplantıda, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı uzmanları “Sosyal Medya Yasası ve 16 Yaş Altına Yönelik Düzenleme” konulu bir sunum gerçekleştirdi. Program sonunda, STK temsilcileri “Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi”ni imzaladı.




