Yürüyüşün ardından gerçekleştirilen açıklamalarda, Sol Haber Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Günay, Merdan Yanardağ’ın yalnızca gazetecilik faaliyetleri gerçekleştirdiğine vurgu yaparak, “Gerçekleri kaleme aldığı için hedef gösteriliyor. Bu kabus sona erecek; gazeteciler sessiz kalmayacak,” ifadelerini kullandı. Günay, gözaltı gerekçelerinde “İsrail ile iş birliği” gibi asılsız iddialara dikkat çekerek, “Merdan Yanardağ, Filistin halkının yanında duran bir gazeteciydi. Bu iddialar tamamen hayal ürünüdür,” şeklinde konuştu.
Günay, sözlerine devam ederek, “Gerçekleri böyle susturabileceklerini düşünüyorlarsa büyük bir yanılgı içindeler. Bu ülkede gazeteciler defalarca susturulmak istendi, fakat hiçbirinde başarılı olamadılar. Merdan arkadaşımız yine alnı ak ve başı dik bir şekilde aramıza dönecektir,” dedi.
“YARGI SOPA OLDU”
Açıklamalarda bulunan TKP İstanbul İl Başkanı Ahmet Dinçel, Türkiye’de yargının bağımsızlığını yitirdiğini öne sürerek, “AKP’nin elindeki yargı sopası, muhalifleri sindirmek için bir araç haline geldi. Uydurma suçlamalarla bir sindirme politikası yürütülüyor ancak biz boyun eğmeyeceğiz,” şeklinde konuştu.
Dinçel, “Gerçek çeteleri ve yolsuzlukları koruyan bu sistemin meşruiyeti kalmamıştır. Halkın yargısı er ya da geç işleyecektir,” ifadelerini kullandı.
Yanardağ’ın oğlu Alp Yanardağ, destek açıklamasında bulunarak babasının geçmişte birçok davadan alnının akıyla çıktığını belirtti. Alp, “Babamla gurur duyuyorum. Ne söylerlerse söylesinler, hiçbir zaman geri adım atmadı. Yıllar önce Ergenekon döneminde de yargılandı ama sonunda aklandı. Bugün de benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. TELE1, babamın inandığı ilkelerle ayakta duruyor. Onu ‘casus’ ilan etmek, halkın zekâsına hakarettir,” dedi.
“BASINA GİYDİRİLEN DELİ GÖMLEĞİ”
Gazeteci Musa Özuğurlu, TELE1’e yönelik operasyonun basın özgürlüğüne ağır bir saldırı olduğunu vurguladı:
“Bu durum yalnızca TELE1’e değil, tüm bağımsız medyaya yönelik bir baskıdır. Merdan Yanardağ, bu kanalı tırnaklarıyla kazıyarak var etti. Onun susturulması, özgür basının susturulması anlamına gelir. Bugün yaşananlar, iktidarın Türkiye’ye nasıl bir deli gömleği giydirmeye çalıştığını gözler önüne seriyor.”




