ABD ile Venezuela arasındaki gerginlik hızla artıyor. ABD Başkanı Donald Trump, bu durumu daha da alevlendirecek bir açıklama yaptı.
Beyaz Saray’da düzenlenen basın toplantısında Trump, “Venezuela’da yakında bir kara operasyonu göreceğiz” ifadesini kullandı.
Ayrıca, ABD’nin askeri baskıyı artırmak amacıyla Venezuela yakınlarına B-1 bombardıman uçakları gönderdiğine dair haberlerin asılsız olduğunu vurguladı.
Trump, Venezuela’nın uyuşturucu trafiği konusundaki faaliyetlerinden memnun olmadıklarını belirterek, bu konuda Karayipler’deki uyuşturucu kartellerine karşı mücadeleye devam edeceklerini dile getirdi.
BARI ŞERİA YORUMU: ENDİŞELENMEYİN
Trump, İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak girişimi ile ilgili bir soruya da yanıt verdi: “Batı Şeria konusunda endişelenmeyin, İsrail Batı Şeria’da hiçbir şey yapmayacak.”
Geçtiğimiz günlerde Time dergisine verdiği mülakatta, İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak etmesi durumunda ABD’nin tüm desteğini kaybedeceği uyarısında bulunmuştu.
PUTİN’E YANIT: 6 AY SONRA GÖRECEĞİZ
Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Rus ekonomisinin yaptırımlardan etkilenmediği yönündeki açıklamalarına da yanıt vererek, “Böyle düşündüğüne sevindim. 6 ay sonra göreceğiz.” dedi.
ABD-VENEZUELA GERGİNLİĞİ
ABD Başkanı Trump, daha önce imzaladığı bir kararnameyle Latin Amerika kökenli uyuşturucu kartelleriyle yerinde mücadele etmek için ordunun daha fazla ve etkin bir şekilde kullanılmasını istemişti.
Bu çerçevede, ağustos ayının sonunda Venezuela açıklarına denizaltı ve savaş gemilerinden oluşan bir deniz gücü göndermişti. ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth de, ordunun Venezuela’da rejim değişikliği dahil olmak üzere çeşitli operasyonlara hazır olduğunu açıklamıştı.
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ise, ülkesinde 4,5 milyon milis gücünü seferber ettiğini ve olası bir saldırıyı püskürtmeye hazır olduklarını ifade etti.
ABD’nin Venezuela açıklarında bazı tekneleri “uyuşturucu kaçakçılığı” gerekçesiyle hedef alması, hem Venezuela yönetimi hem de uluslararası kamuoyunda eleştirilere yol açtı. Yapılan saldırıların “uluslararası hukuka aykırı olduğu” iddia edildi.




