CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci, partisinin 38. Olağan Kurultayı ile ilgili yarın görülecek davaya dair açıklamalarda bulundu. Çiftci, “Yeni dönemde mahalle, ilçe ve il seçimlerimizi gerçekleştirdik. Geriye sadece olağan kurultayımız kaldı. Davanın konusuz kaldığı ortada. Bu nedenle davanın reddedilmesi gerekir. Ancak, dosyanın esastan incelenip, böyle bir şaibe iddiasının bulunmadığına dair bir ret kararı verilmesi gerektiğine inanıyorum. Siyasi partiler demokrasinin temel taşlarıdır. Eğer bir ön açma olursa, anayasal güvence altına alınmış seçim hakkı zarar görecektir” şeklinde konuştu.
CHP, 38. Olağan Kurultayı’nın iptali için açılan davanın öncesinde 39. Olağan Kurultay süreci kapsamında tüm il kongrelerini tamamladı. Böylece yeni kurultay delegeleri seçilmiş oldu. Bugün toplanacak olan CHP Parti Meclisi’nin, olağan kurultay kararı alarak tarih açıklaması bekleniyor.
Gül Çiftci, yarın görülecek kurultay davası öncesindeki tartışmalarla ilgili Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulundu. Dava sürecinin nasıl başladığını hatırlatan Çiftci, “Kurultay ile ilgili ilk başvuruyu Lütfü Savaş yaptı. Bu başvuru, kurultaydan 5 ay sonra gerçekleştirildi. Savaş, yerel seçimlerde aday olmak üzere bize başvurdu. Hatay’daki seçimi kaybettikten sonra aklına kurultayın şaibeli olduğu geldi. Bu, hukuki bir dava değil; partiden istediğini alamayanların açtığı bir dava” dedi. İstanbul’da benzer bir durumu yaşayan Gürsel Tekin’in örneğini de veren Çiftci, “Tekin, Kadıköy’den belediye başkan adayı olmak için başvuru yaptı. Eğer biz kötü bir yönetimsek, kurultayda şaibe varsa, neden adaylık başvurusu yaptı?” ifadelerini kullandı.
‘ŞAİBE OLSA GÖRÜNTÜSÜ OLURDU’
Çiftci, dava ile ilgili olarak “mutlak butlan” kavramına da değinerek, “Mutlak butlan, ‘Yok hükmünde’ anlamına gelir ve aile hukuku için düzenlenmiş bir terimdir. Hata, hile veya tehdit yoluyla yapılan bir evlilik yok hükmünde sayılır. Şimdi, sanki iki yıl öncesine dönülecekmiş gibi bir mutlak butlan kavramı uydurdular. Bu mümkün değil. O kurultay 7-24 incelendi. RTÜK’e yazı yazıldı, tüm kanallardan görüntüler talep edildi. Eğer bir telefon, tablet veya para dağıtımı olmuş olsaydı, bunu duymamak imkansızdı” dedi.
‘SEÇİM HAKKI ZARAR GÖRÜR’
Partinin 39. Olağan Kurultayı ile ilgili tüm süreçlerin tamamlandığını vurgulayan Çiftci, “Geriye olağan kurultayımız kaldı. Davanın konusuz kaldığı aşikar. Bunun yanında iki olağanüstü kurultay da gerçekleştirdik. Her ikisi de konusuz kalmıştı. Dolayısıyla davanın reddi gerekmektedir. Ancak dosyanın esastan incelenmesi ve böyle bir şaibe iddiasının olmaması gerektiği konusunda bir karar verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Siyasi partiler demokrasinin temelidir ve bir ön açma olursa, anayasal güvenceye alınmış seçim hakkı zarar görür. Bu bir çocuk oyuncağı değil” açıklamasında bulundu.
Davadan erteleme kararı çıkacağına dair iddiaları değerlendiren Çiftci, “Bence reddedilmeli ama belki kurultayı beklemek amacıyla bir erteleme yapabilirler. Ancak umutsuz bir karar beklemiyorum. Ülkenin gerçek gündemleri var ve bunların tartışılması için davanın hızlıca reddedilmesi gerekiyor” dedi.
‘39. OLAĞAN KURULTAY DURDURULAMAZ’
CHP’nin 39. Olağan Kurultayı’nın durdurulup durdurulamayacağına dair görüşlerini paylaşan Çiftci, “YSK daha ne kadar yanlı karar versin? YSK bunu kendini korumak için yapıyor. ‘Seçim yargısı benim işim’ diyor. AYM kararını hiçe sayan bir Yargıtay gördü bu ülke. Olağan kurultayı durdurmaya çalışacak bir işlem denenebilir ama YSK’nin kararları çok net. Bu nedenle böyle bir şey asla kabul edilemez” dedi.
‘İSTANBUL’DA DA DAVA KONUSUZ KALDI’
İstanbul’daki sorunların, İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in mazbata alması ile çözüleceğini belirten Çiftci, “Orada da bir konusuz kalma durumu var. 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin duruşmayı beklemeden dosyayı önüne alıp, konusuz kalan davanın reddine karar vermesi gerekiyor. Kimsenin ülke gündemini meşgul etme hakkı yok” dedi. Ayrıca, tedbir kararını veren 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin hakimi hakkında Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) başvurduklarını ifade eden Çiftci, “Hakimle ilgili partinin manevi değerlerini zedelediği için tazminat davası açtık ve usulsüz işlem yaptığı gerekçesiyle HSK’ye şikayet ettik. Reddi hakim talebinde de bulunduk ancak bu talep reddedildi, konuyu bir üst mahkemeye taşıdık. HSK’den sonuç bekliyoruz” şeklinde konuştu.