CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, kişisel veri hırsızlığı ve bu verilerin yasa dışı satışına dair iddiaları Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a yöneltti. Günaydın, “AKP döneminde veri güvenliği büyük ölçüde ihmal edilmiştir. 2016 yılında, 50 milyondan fazla Türk vatandaşının kişisel verileri internete sızdırıldı ve bu olay, Türkiye’nin en büyük veri ihlali olarak kayıtlara geçmiştir. Veri sızıntısına neden olan kurum çalışanları ve taşeron şirket elemanları tespit edilebildi mi?” şeklinde sorular yöneltti.
Günaydın, TBMM’ye sunduğu soru önergesinde Türkiye’deki kişisel veri hırsızlığı ve yasa dışı satış iddialarının uzun süredir tartışıldığını belirtti. “AKP döneminde veri güvenliği ciddi şekilde zayıflamıştır. 2016’da 50 milyonun üzerinde Türk vatandaşının kişisel verileri çevrim içi olarak sızdırılmıştır. 2022 yılında ise e-Nabız verilerinin, eski AKP Gençlik Kolları Başkanı Adem Ali Yılmaz ile ilişkili bir şirket tarafından Katar’a satıldığı iddia edilmiştir. 2023 yılında ‘Sorgu Paneli’ adlı bir web sitesinin Türk vatandaşlarının kişisel ve finansal verilerine erişim sağladığı ortaya çıkmıştır. 2024’te ise Free Web Turkey, 108 milyon kişinin verilerinin çalındığını ve bunların çeşitli dosyalarda saklandığını iddia etmiştir.”
“101 MİLYON KİŞİNİN BİLGİLERİ SATILIYOR”
CHP’li Günaydın, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturmanın Türkiye’deki kişisel verilerin gizliliği konusundaki zafiyetleri yeniden gündeme getirdiğini ifade etti. “Hazırlanan iddianamede, kritik detaylar yer almakta. 101 milyon kişinin bilgileri paralı internet sitelerinden paylaşılmıştır ve bu sitelerde MSB ve MİT personelinin bilgileri de bulunmaktadır. Geçtiğimiz ay ‘veri sızıntısı’ iddialarıyla haber yapanlara hapis cezası getiren Siber Güvenlik Yasası çıkarılırken, devletin verilerini çaldırdığına dair bu yeni iddianame kanıt niteliğindedir.” dedi.
İddianame, vatandaşların kişisel verilerinin hukuka aykırı yollarla ele geçirildiğini ve bu bilgilerin üçüncü kişilere para karşılığı satıldığını gösteriyor. Ayrıca, MİT ve MSB personelinin verilerinin de sızdırıldığı ve sahte kimlik üretimi için kullanıldığı ortaya konulmuştur. Devlete ait sitelere yapılan sızmalar, memurların kullanıcı adları ve şifrelerinin çalınmasına yol açmıştır. Bu yasadışı platformlara abone olanların, kripto para cüzdanlarına yatırdıkları ücret karşılığında ‘mahrem’ verilere erişim sağladıkları belirtilmektedir.
Günaydın, Adalet Bakanı Tunç’a şu soruları yöneltti: “Bu veriler, görevde olan personel ve yakınları için hayati bir tehdit oluşturuyor mu? Eğer öyleyse, bu konuda ne gibi önlemler alınmıştır? Veri sızıntısına sebep olan çalışanlar tespit edildi mi? Bu kişilerin mali hareketleri inceleniyor mu? Verilere erişim sağlayan tüm kullanıcılar tespit edilebildi mi? Dark Web üzerinde sızıntılar için tarama yapılmış mıdır? Kurumlarda bu taramaları yapabilecek ürünler mevcut mu? Bu tür sızıntılara karşı hangi veri güvenliği politikaları oluşturulmuştur?”
