Geçtiğimiz Pazar günü Ümraniye’de meydana gelen olayda, Ümit S. isimli erkek, eşi Nigina Sattarova’yı boğazını keserek hayatına son vermiştir. Kadın Cinayetlerine Karşı Feministler’in çağrısıyla, Ümraniye’deki Ihlamurkuyu Metro Durağı’nda bir araya gelen kadınlar, Sattarova’nın öldürüldüğü Aytaşı Sokağı’na yürüyerek basın açıklamasında bulunmuşlardır.
İKTİDARA SERT ELEŞTİRİ
Aytaşı Sokak’ta yapılan açıklamada, iktidarın erkek şiddeti ve kadın cinayetlerine karşı tutumuna tepki gösterildi. Şu ifadeler kullanıldı:
*İstanbul Emniyet Müdürlüğü, bu cinayeti “aile içi bir tartışma” olarak nitelendirdi… Erkek şiddetine karşı kadınları çaresiz bırakan, şiddet uygulayan erkeklerin insafına terk eden ve aileyi kutsarken kadınların yaşamlarını her gün yok eden bir iktidar var karşımızda.
*Bu iktidardan ve patriyarkadan güç alan, kadınlara karşı şiddet uygulayan erkekler, başlarına bir şey gelmeyeceğini biliyorlar. Nereden mi biliyorlar? Daha geçtiğimiz günlerde Yargıtay’ın onayladığı, Ceyda Yüksel’i katleden Serkan Dindar’a verilen haksız tahrik indiriminden ve bu karara gerekçe olarak Ceyda’nın cinsel ilişkiyi reddetmesini gösterebilme cüretinden.
*Uyguladığı fiziksel şiddetin cezasını 1 gün kapalı cezaevinde kalarak infaz eden erkeklerden. Kadınları korumakla görevli İçişleri Bakanı’nın, koruma kararı varken öldürülen kadınları kapıyı açarak kendilerini öldürtmekle suçlayabilmesinden…
“POLİSE GİTMEKTEN KORKUYOR”
Açıklama, göçmen kadınların erkek şiddeti karşısındaki durumuna da dikkat çekerek şu sözlere yer verdi:
*Nigina Sattarova göçmen bir kadın. Bu durum, maruz kaldığı şiddeti erkekler için daha meşru hale getiriyor. Göçmen kadınların deneyimlerinden biliyoruz ki, bu ülkede göçmen kadınlar şiddete maruz kaldıklarında polise gitmekten korkuyorlar. Çünkü biliyorlar ki, giderlerse Geri Gönderme Merkezlerine götürülecekler.
*Bu korku, onları çaresiz bir durumda bırakırken, erkeklerin gözünde şiddet uygulamaya daha da elverişli hale getiriyor. Pek çok göçmen kadın, erkekler tarafından ülkelerine geri gönderilmekle tehdit ediliyor.
*Erkekler, kimi zaman pasaportlarını ellerinden alıyor ve resmi başvurularını engelleyip Türkiye’de kalış statülerinin kaçak duruma düşmesine neden olabiliyorlar.
*Bu noktada, göçmen olmaları da kadınlara yönelik bir şiddet aracı olarak kullanılıyor. Devlet ve erkek işbirliği ile kadınların yaşamları cehenneme çevriliyor.
“TESADÜF MÜ?”
“Ümit S.’nin yakalandıktan sonra Nigina’yı kıskançlık nedeniyle öldürdüğünü söylemesi bir tesadüf mü? Biliyoruz ki değil. Katil, işlediği suçun affını sağlayacak bir kıskançlık gerekçesi bulmuş durumda. Bir kadının boğazını satırla kesmenin arkasında, bu durumu meşrulaştırmaya hazır bir erkek dayanışması var.
*Nigina Sattarova’nın hikayesini tam olarak bilmiyoruz belki de asla öğrenemeyeceğiz. Ancak, sokak ortasında boğazı kesilerek öldürülmesi sürecinde Ümit S.’nin ona sürekli şiddet uyguladığını bilmemize gerek yok.
*Tanıdıkları ya da yakınları erkekler tarafından öldürülen her kadının hikayesi benzer; sistematik şiddet uygulayan bir erkek ve kadından ihtiyaç duyduğu dayanışmayı esirgeyen bir devlet ve toplum mevcut. Bu hikaye değişene kadar, kadın cinayetlerine karşı feministler olarak isyan etmeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz.