Mahkeme, Pehlivan’ın avukatlarının reddi hakim talebini, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yer alan yasal gerekçelerle uyumlu olmadığı nedenleriyle geri çevirdi. Talebin reddinin ardından mahkeme, tutukluluk incelemesine devam etti.
Duruşmada söz alan Pehlivan’ın avukatlarından Hasan Fehmi Demir, müvekkiline yöneltilen suçlamaların zaman, yer ve niteliği hakkında herhangi bir bilgilendirme yapılmadığını belirtti. Bu durumun, temel insan haklarının ihlali anlamına geldiğini vurguladı.
“ADİL YARGILAMA İLKELERİNİN AĞIR İHLALİNİN SOMUT BİR ÖRNEĞİ”
Demir, “Bu eksiklik giderilmediği sürece, müvekkilimizin hangi eylem nedeniyle tutuklandığını anlamamız mümkün değildir. Tutukluluk haline itiraz edebilmek için sağlıklı gerekçelere ihtiyacımız var. Bu durum, adil yargılama ilkesinin ciddi bir ihlalini temsil etmektedir” şeklinde konuştu.
Demir, reddi hakim talebini yazılı olarak da sunacaklarını belirterek, “Bu talebimizin acilen Asliye Ceza Mahkemesi’ne iletilmesini talep ediyoruz” dedi.
Pehlivan’ın diğer avukatı İbrahim Özden Kaboğlu ise tutuklamanın Anayasa’nın 19. maddesinde belirtilen şartlara uymadığını savundu. Kaboğlu, “Tutuklamaya dayanak oluşturan iddialar hakkında henüz bilgilendirilmemiş olmamız bile bu işlemin Anayasa’ya ve hukuka açıkça aykırı olduğunu göstermektedir. Meslektaşımın beyanlarına tamamen katılıyorum” ifadelerini kullandı.
Mahkeme, kararında şüphelilerin üzerine atılı suçların niteliği, kolluk tarafından hazırlanan tutanaklar ve dosyada yer alan diğer belgeler ışığında kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin bulunduğu kanaatine vardı.
TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA KARAR VERİLDİ
Gerekçede, delillerin tam olarak toplanmamış olması, suçun yasada öngörülen ceza miktarı, kaçma ve saklanma ihtimali, mevcut tutuklama nedenlerinin ortadan kalkmaması ve adli kontrolün yetersiz görülmesi gibi sebeplerle tutukluluk halinin devamına karar verildiği ifade edildi.
Mahkeme, CMK’nın 108. maddesi gereğince Pehlivan ve diğer şüphelilerin tutukluluk hallerinin ayrı ayrı devamına hükmetti. Kararın, Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla şüphelilere ve yakınlarına derhal tebliğ edilmesi gerektiği belirtildi. Karara, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde itiraz edilebilecek.