İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun, İBB’ye yönelik soruşturmalar neticesinde tutuklanmasının ardından, CHP tarafından 19-26 Mart tarihleri arasında Saraçhane’de düzenlenen miting ve buluşmalar sürüyor.
İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından gerçekleşen buluşmaların ilki Şişli’de yapıldı; bu etkinlikler Beylikdüzü, Başakşehir, Beyazıt Meydanı (İstanbul Üniversitesi), Silivri, Pendik, Esenler, Gaziosmanpaşa, Avcılar, Saraçhane, Sancaktepe, Kartal, Bakırköy ve Şile gibi ilçelerde devam etti.
Her Çarşamba İstanbul’un farklı bir ilçesinde düzenlenen “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” buluşmalarında bu hafta adres Tuzla oldu.
Bugün 6 Ağustos Çarşamba günü saat 20.30’da gerçekleştirilen buluşmaya on binlerce vatandaş katılım sağladı.
İMAMOĞLU: BİR KİŞİ KAYBEDECEK, MİLLET KAZANACAK
Mitingde tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun mesajı, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik tarafından aktarıldı.
İmamoğlu’nun mesajında öne çıkan noktalar şöyle sıralandı:
“Tuzla, tam 32 yıl sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nin sosyal belediyeciliği ile tanıştı ve icraatçı, halkçı kimliğiyle buluştu. Tuzlalılar, İstanbul’un en genç belediye başkanlarından Eren Ali Başkanımıza yürekten güvendi.
Onun enerjisi ve azmi sayesinde Tuzla’ya canla başla hizmet edeceğine inandılar. O da sağ olsun, sizlerin güvenini boşa çıkarmadı ve çıkarmayacak.”
“Bizimle icraatta yarışamadıkları için, sandıkta karşımıza çıkmaya korkuyorlar. O korkuyla bizleri tutsak edip, koltuklarını korumaya çalışıyorlar. Karşılarında, her seçimde sandığa gömmüş bir aday olunca, çareyi diploma iptalinde, yalanlara ve iftiralara dayalı soruşturmalarda arıyorlar. Devletimizi sahte diploma çeteleri karşısında aciz duruma düşürenler, benim usule ve hukuka uygun diplomamı iptal ettirmek için üniversiteye ve yargıya baskı yapıyorlar, hakimleri değiştirip duruyorlar.
Diplomamın hızla iptal edilmesi için üniversiteye yazılar yazıp, baskı yapan savcılık, benim ve arkadaşlarım hakkında Ekim 2024’te başlattığı soruşturmayı hala sonuçlandıramadı. Tam 9 aydır aradıklarını bulamadıkları için, ortada bir iddianame yok. O iddianame önümüze gelecek ve bütün iftiraları, kumpasları, yalanları bir bir yüzlerine vuracağız.”
ÖZGÜR ÖZEL: 2 KASIM’DA SANDIĞI GETİR
Tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun mesajının ardından Özgür Özel de vatandaşlara hitap etti.
Özgür Özel, Tuzla’da toplanan kalabalığa selam vererek Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslendi.
‘Erken seçim’ çağrısını yineleyen Özel, “Ben bütün Türkiye’deyim, sen neredesin Erdoğan? Çık karşımıza! Cesaretin varsa, 2 Kasım’da sandığı getir. Millet karar versin” dedi.
Özel’in açıklamalarında dikkat çeken noktalar şunlardı:
“Cumhuriyet Halk Partisi, tam 22 ilde tüm milletvekilleriyle sahada. Parti, örgüt her yerde; mücadele ve çalışma her yerde!
İktidara doğru ilerliyoruz; çalışkan örgütümüze, grubumuza, Parti Meclisimize ve YDK’ya teşekkür ediyorum. Ayrıca bizi meydanlarda yalnız bırakmayan, milletin sorunlarına ortaklaşan tüm muhalefet partilerine; burayı onurlandıran tüm partilere ve bu iktidarın karşısında mağdurun ve mazlumun yanında duran, milletin yanında duran tüm kardeş partilere yürekten teşekkür ediyorum.
Tuzla’ya da özel bir teşekkür göndermeliyim; Tuzla, 1992 yılında kurulan bir ilçe. O günden bu yana yedi seçim geçirdi: Altısında kaybettik. 47 yıldır Türkiye’de ve kurulduğundan beri Tuzla’da kazanamamıştık. Ama küsmedik, darılmadık. Kabahati Tuzlalılar’da değil, kendimizde aradık; “En doğru adayı bulmalıyız, Tuzlalı’nın karşısına çıkarmalıyız” dedik. Ve… Tuzla 1992’de kurulduğunda daha hayatta olmayan, partinin evladı, gençlik kollarından gelen, ilçe başkanlığından gelen, o gün 30 yaşında, bugün 32 yaşında, gencecik Eren Ali’yi aday yaptık. Tuzla güvendi, görevi verdi.
Öyle bir hale geldik ki; millet güvende olmadığı gibi, devlete emanet hiçbir şeyimiz de güvende değil. Devletin verileri bile güvende değil.
Yıllarca sınav sorularını FETÖ’cülere çaldıranlar, ardından şaibe bulaştırıp, sınavda gerçekten başarılı olan öğrencilerin ailelerini üzenler… Herkesin içine şüphe getirenler… Şimdi sadece soruların değil, artık her şeyin, devletin elindeki her şeyin çalındığı günlere geldik. Tüm sistemi çalmışlar; devletin dijital altyapısına sızmışlar ve sahte diplomalar düzenlemişler.
Bir milyon öğretmen atanmazken, üniversite mezunları işsiz gezerken, bazı yandaşlara sınava bile girmeden ya da kaybetseler de notunu yükselterek diplomalar veren bir sistem ortaya çıkmış. 2025 yılında Türkiye’de yaşanan bu olay, aylar sonra haber olabiliyor ve bakanlar tarafından doğrulanıyor.
Bakanın açıklaması: “Yeni değil bu” diyor. “7 Ocak’ta birinci dalga, 23 ilde… 23 Mayıs’ta ikinci dalga, 12 ilde… Toplam 35 ilde 197 şüpheli… 37’si tutuklandı,” diyor. “150’si adli kontrolle serbest…” İnsan, biraz utanma hisseder.
Bu ülkede suçsuz, günahsız 30 yaşındaki belediye başkanını; kasasında mühür çıkan belediye başkanını sabahın altısında basın bülteni geçenler, ispatlayamadıkları iftiraları gerçekmiş gibi duyuranlar, 9 aydır bu skandalı örtüyorlar. Bu rejimin pisliğini ortaya çıkarmaktadır!”
Ama namuslu insanlara hiçbir kanıt yokken iftira atanlar, şimdi onlara dair bir kanıt bulamadıkları için iyice telaşa kapılmış durumdalar. Saçmalarken, diğer yandan akıl almaz şeylere cüret etmeye başladılar.
Buradan açıkça söylüyorum: Mesleklerini kötüye kullanan bazı savcılarla, onların elçisi gibi davranan bazı avukatlar, kişilere gidip “Beni savcı bey yolladı, avukatlığını yapacağım. Şu ifadeyi vereceksin, şunları söyleyeceksin, şu kadar da para vereceksin” diyerek bir çete kurmuş durumdalar.
Bu çete, İstanbul Büyükşehir Belediyesi davası üzerinden bir borsa oluşturmuş. Bu konuda elimizde yalnızca duyumlar değil, somut kanıtlar da mevcut. Bunu tüm Türkiye’ye ilan ediyorum.
