İstanbul’da kamu kurumları aracılığıyla gerçekleştirilen yeni bir dolandırıcılık olayı gündeme geldi. Yabancı uyruklu O.S. isimli bir kişi, İstanbul İl Göç İdaresi’ne ikamet izni almak için başvuruda bulundu. Başvuru belgeleri arasında yer alan sağlık raporunda, şahsın bir yıl boyunca seyahat edemeyeceği bilgisi yer alıyordu.
26 Haziran tarihli rapor, Beylikdüzü Devlet Hastanesi’nden düzenlenmiş gibi görünüyordu. Ancak belgede belirtilen hekimin kimlik numarası ve uzmanlık dalı arasında bir uyumsuzluk mevcuttu. Bu durum, sağlık personeli tarafından fark edilince sahtekarlık şüphesi ortaya çıktı.
GÖÇ İDARESİ HAREKETE GEÇTİ
Şüpheli durumu tespit eden İstanbul İl Göç İdaresi, sağlık raporunun doğruluğunu araştırmak amacıyla 30 Temmuz’da Beylikdüzü Devlet Hastanesi’ne resmi bir yazı gönderdi. Yazıda, “Yabancının Müdürlüğümüze ikamet izni işlemleri için ibraz ettiği sağlık raporu ekte tarafınıza gönderilmiştir. Sağlık raporunun sahte olduğundan şüphelenilmektedir. İlgili raporun hastanenizde kayıtlı olup olmadığının araştırılarak sonucunun tarafımıza bildirilmesi hususunda gereğini arz ederim.” ifadelerine yer verildi.
HASTANEDEN SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSU
Hastane yönetimi, yaptığı detaylı inceleme sonucunda raporun hastane sistemine kayıtlı olmadığını, raporda belirtilen hekimin branşının yanlış yazıldığını ve kimlik bilgilerinin de gerçeği yansıtmadığını tespit etti. Beylikdüzü Devlet Hastanesi, durumu 4 Ağustos’ta Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirdi.
Suç duyurusu yazısında şu hususlar vurgulandı:
• Kişinin hastaneye herhangi bir başvurusu yok.
• Raporu düzenlediği iddia edilen hekimin branşı yanlış yazılmış.
• Raporun Kardiyoloji tarafından düzenlenmesi gerekirken bu şart sağlanmamış.
• Hekimin bilgisi dışında düzenlendiği kanaati oluşmuştur.
KAMU KURUMU VE HEKİM ADI KÖTÜYE KULLANILDI
Gerçek bir sağlık kurumu ve doktor bilgileri kullanılarak hazırlanan bu belge, içerik değiştirme yoluyla resmiyet kazanmış gibi gösterildi. Ancak belge üzerindeki belirgin tutarsızlıklar nedeniyle olayın gerçek yüzü ortaya çıkarıldı. Yetkililer, benzer içerik manipülasyonlarının diğer kamu kurumlarında da yaşanabileceğine dikkat çekti.
Sahte diploma skandalını yakından takip eden CHP Milli Eğitim Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş, Cumhuriyet’e açıklamalarda bulundu. Özçağdaş, “Pazartesi günü İstanbul Üniversitesi önünde yapmış olduğumuz basın açıklamasında Türkiye’nin dijital egemenliğinin saldırı altında olduğunu, diploma sahtekarlığının önemli bir skandal olduğunu, ancak sadece eğitim alanında değil, hazine arazilerinin yağmalanmasından sağlık alanına kadar bir dijital ahtapotun her yeri sardığını dile getirmiştim.” ifadelerini kullandı.
Beylikdüzü Devlet Hastanesi’nde yaşanan sahte rapor vakası münferit bir olay olarak değerlendirilmemeli. Hastane yetkilileri, aynı hastanede başka kaç böyle olay olduğunu kamuoyuyla paylaşmalıdır. Yeni doğan bebek çetesi skandalını izlemekle yetinen İl Sağlık Müdürlüğü, bu ve diğer hastanelerde meydana gelen benzer vakaları kamuoyunun ve savcıların bilgisine sunmalıdır.
Türkiye, ciddi bir ulusal güvenlik krizi ile karşı karşıya. Bu durumu acilen ele almak ve kırmızı alarm ilan etmek gerekmektedir. Böyle bir siber güvenlik açığını engelleyemeyen, hatta fark dahi edemeyen Ulaştırma Bakanı, BTK Başkanı ve ilgili tüm yetkililerin istifa etmesi gerektiği düşünülüyor. Dijital güvenlik, ülkemiz için bir beka sorunu haline gelmiştir.