Elazığ’da AKP İl Yöneticisi Abdulkerim Yılmaz’a ait yemek üretim tesisinde, Tarım ve Orman Bakanlığı denetçileri tarafından gerçekleştirilen kontrollerde, etiketsiz, kokuşmuş ve küflenmiş 345 kilogram tavuk eti ele geçirildi. Tüm bu olumsuzluklara rağmen tesisin faaliyetlerine devam etmesi ve firmaya yalnızca 21 bin 6 TL gibi sembolik bir ceza verilmesi, kamuoyunda büyük bir tepkiyle karşılandı.
“GÖSTERMELİK CEZA VERİLMESİ, KAMU VİCDANINI DERİNDEN YARALAMIŞTIR”
CHP Gençlik Kolları MYK Üyesi Sinan Akkoç, yaşanan skandal hakkında yaptığı açıklamada, bu durumun halk sağlığını tehdit etmenin yanı sıra kamu yönetiminin tarafsızlığına da zarar verdiğini belirtti. Akkoç, “Elazığ’daki gıda skandalı, yalnızca halk sağlığına değil, aynı zamanda devlet ciddiyetine ve kamu yönetiminin tarafsızlığına da açık bir tehdittir. Tarım ve Orman Bakanlığı denetçileri tarafından tespit edilen 345 kilo etiketsiz, kokuşmuş ve küflenmiş tavuk eti, siyasi iktidarın denetim mekanizmalarını nasıl işlevsiz hale getirdiğinin somut bir örneğidir. Ortaya çıkan durum, hijyen sorunu olmanın ötesinde, adalet ve kamu güvenliği sorununu da beraberinde getirmektedir. İnsan sağlığını hiçe sayarak toplumun en temel hakkı olan güvenli gıdaya erişimi engelleyen bir işletmeye yalnızca 21 bin TL gibi göstermelik bir ceza verilmesi, kamu vicdanını derinden yaralamıştır. Üstelik bu skandalın faili, iktidar partisinin bir yöneticisidir. Türkiye’de sıradan bir esnaf benzer bir durumla karşılaştığında, işletmesi hemen mühürlenirken; siyasi iktidara mensup birinin sahibi olduğu bu işletmenin herhangi bir yaptırım uygulanmadan faaliyetlerine devam etmesi, çifte standardın ve kayırmacılığın açık bir örneğidir” şeklinde konuştu.
“HALK SAĞLIĞI, BİR PARTİNİN İKTİDAR HIRSINA KURBAN EDİLEMEZ”
Gıda güvenliğinin bir siyasi mesele değil, bir insan hakkı olduğunun altını çizen Akkoç, “Halk sağlığını tehdit eden bu tür skandalların peşini bırakmayacağız. Bu ülkede hiçbir siyasi aidiyet, yasaların üstünde değildir ve olmamalıdır. Gıda güvenliğini tehlikeye atan her kişi ve kurum, kim olduğuna bakılmaksızın gereken cezayı almalıdır. İktidar sahiplerini bir kez daha uyarıyoruz; adaletin terazisiyle oynamak, sadece hukuku değil, toplumsal huzuru da bozar. Bu olayda sorumluluğu olan herkes derhal hesap vermeli; tesis kapatılmalı ve kamuoyuna tatmin edici bir açıklama yapılmalıdır. Halkımızın sağlığı, bir partinin iktidar hırsına kurban edilemez” ifadelerini kullandı.
