İstanbul’da yaşayan üç çocuk annesi Filiz İsili, 2019 yılındaki evlilik yıl dönümünde 4. evre meme kanseri olduğunu öğrendi. Tedavi sürecinde 16 kür kemoterapi ve 25 seans radyoterapi gördü ve sol memesi alındı. 2023 yılında ise kanserli hücrelerin karaciğer ve kemiklere metastaz yaptığını öğrendi. Kanserle mücadelede büyük ölçüde yalnız kalan İsili, bu kez farklı bir yol seçerek, kendisi gibi kanserle savaşanlara umut vermek amacıyla ‘Kansersiz Hayatlar Derneği’ni kurdu. İki ay önce faaliyete geçen dernek, yalnızca medikal destek sunmakla kalmayıp, moral, dayanışma, bilgilendirme toplantıları ve farkındalık etkinlikleri düzenliyor. Ayrıca, sosyal medyada ‘hikayenle umut ol’ köşesiyle kanserle mücadele eden bireylere yalnız olmadıklarını hissettirmek için çaba harcıyor.
‘İÇİM KAN AĞLASA DA HEP AYAKTA KALDIM’
İsili, kanser teşhisi aldığında çocuklarının 11, 4 ve 5 yaşında olduğunu belirterek, “Aklıma ilk gelen onlar oldu. Ben öleceğim ve çocuklarıma kim bakacak? Kanser tanısı alan birine bakış açısı hemen değişiyor. Bununla karşılaşınca, benim de aklıma ilk gelen şey buydu. Ben kanserim ve çocuklarım ne olacak? Onların yanında gözyaşım içime akıyordu. Dışarıda olduğum zamanlarda hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. İlk kemoterapi hemşirem bana, ‘Eve gittiğinde hastayım diye yatmayacaksın. Günlük rutin işin neyse onu yapacaksın. Sosyal hayattan uzaklaşmayacaksın’ demişti. Bu süreçten en çok etkilenen büyük kızım oldu. Evde hasta modunda bir anne olmadım. Yemek yapılacaksa, yapılmıştır; temizlik yapılacaksa, o da yapılmıştır. Çocuklarla oynanacaksa, oynanmıştır. Saçlarım döküldüğünde çok ağladım, ama çocukların yanında zayıf bir anne olmak istemediğim için içim kan ağlasa da hep ayakta kaldım” ifadelerini kullandı.
‘TANI ALDIKTAN SONRA HİÇ SUSMADIM’
Filiz İsili, tedavi sürecinde yapmadıklarını yapma fırsatı bulduğunu anlatarak, “Hayalim hep ehliyet almak ve Kız Kulesi’ne gitmekti; bu süre içinde bu hayalimi gerçekleştirdim. Çocuklarımla sinemaya gitmemiştim, ama kanser tanısı aldıktan sonra onlarla sinemaya gittim. Hiç tatile gitmemiştim; bizim tatil anlayışımız İstanbul ve köy arasındaydı. Tanıyı aldıktan sonra hiç susmadım. Birçok insan bu süreçte konuşmak istemezken, ben her kadına elle muayenenin önemini ve 40 yaş üstü kadınların mamografi çektirmesi gerektiğini anlattım. Hikayemi sosyal medyada paylaştıkça pek çok kişi bana ulaştı. ‘Ben de metastazım, ben de 4. evreyim’ diyen kadınlar yazdı. Onlarla sadece mesajlaşmak değil, bir araya gelip destek olmak istedik. Bu yüzden ‘Kansersiz Hayatlar Derneği’ni kurdum. Çünkü ilk tanıyı aldığımda çaresizdim ve ne yapacağımı bilmiyordum. Amacımız bir rapor ya da ilaç anlatmak değil; ilk tanıyı aldığımız zamanki çaresizliği paylaşmak. Tedavinin yüzde 35’i ilaçsa, yüzde 65’i moral ve motivasyondur. Biz bunu görmeye çalışıyoruz; çünkü kanser tanısı aldık diye hayatımız bitmedi. Nefes aldığımız sürece hayat devam ediyor. Yoğun bakımda entübe olsanız bile, orada nefes alıyorsanız umut vardır” dedi.
‘YALNIZ DEĞİLSİNİZ DEMEK ÇOK KIYMETLİ’
Dernek çatısı altında kanser tanısı almış kadınlara yönelik destek grupları, bilinçlendirme toplantıları ve hikaye paylaşımları gerçekleştirdiklerini belirten İsili, en büyük amacının moral kaynağı oluşturmak olduğunu ifade etti. “Ben hayattayım. Şu an metastaz evresindeyim ama yaşıyorum, gülüyorum, sosyal hayatın içindeyim. Bu sürecin başındaki çaresizliğimi çok iyi hatırlıyorum. ‘Yalnız değilsiniz’ demek benim için çok kıymetli. Bu süreçte hiç gülümsemeyi bırakmadım. Metastazdan sonra da hayat devam ediyor; bu bir son değil” diye konuştu.