1. Haberler
  2. DÜNYA
  3. Orman Yangınları ve Eğitim Eksikliği: Kayıplar

Orman Yangınları ve Eğitim Eksikliği: Kayıplar

Orman Yangınları ve Eğitim Eksikliği: Kayıplar
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Çocukların hafızasında yer eden bir şarkıdır: “Baltalar elimizde, uzun ip belimizde / Biz gideriz ormana, hey ormana.” Bu şarkı, çocuklara ormanda kesilecek ağaçların yaşlı olması gerektiğini de hatırlatır. Ancak bazıları, bu şarkının bilinçaltında “gizli kodlar” taşıdığına inanıyor. Nitekim 2005 yılında müfredattan çıkarıldı. Yerine, “Mangallar elimizde, çakmaklar cebimizde / Biz gideriz ormana, hey ormana” şarkısı almadı ama gerçek budur.

Geçtiğimiz hafta sonu, haber bültenlerine damga vuran orman yangınları, Seyitgazi, Bursa ve Karabük’teki köylerin boşaltılmasına neden oldu. Yangınlarda beşi orman işçisi, beşi AKUT gönüllüsü olmak üzere toplam 10 kişinin hayatını kaybetmesi, tüm kamuoyunun dikkatini çekti. “Şehadet şerbeti içtiler” gibi hamasi nutuklarla toprağa verilen bu insanlar, maalesef gerekli dersleri verememiş gibi görünüyor. Yangına müdahale eden ekiplerin, başlangıçta yalnızca sırtlarında “OGM” yazılı tişörtler ve salgın döneminden kalma maskelerle yola çıktıkları dikkat çekti. Ancak eleştiriler artınca, yangınla mücadelede daha uygun kıyafetlerin kullanıldığı görüldü.

Bir reklamda taklit ürün satan bir adamın dediği gibi, “Eğitim şart.” Bu, her alanda geçerli. Ancak orman işçilerinin eğitimine yeterince önem verilmediği anlaşılıyor. Örneğin, Buca Orman Eğitim Merkezi ile Belek Yangın Üssü kapatıldı. Ormancalar Derneği Başkanı, çalışanların küstürüldüğünü ve liyakatsiz kişilerin alanlarda yer aldığını belirtiyor. Eğitim alamayan orman işçileri, alevlerin pençesine bırakıldı. Bu arada, yangınların yaşandığı arazilerin durumu ise tahmin edilmesi güç değil.

Dört ay önce, Ormancılık Haftası’nın yıldönümü kutlandı ve bu etkinlik su verimliliği zirvesiyle eş zamanlı gerçekleşti. Su verimliliği üzerinde yoğunlaşıldı, ancak orman yangınlarına dair etkili müdahaleler üzerine konuşan olmadı. Seyitgazi’nin bağlı olduğu Eskişehir’in valisi, daha yeşil bir Eskişehir hayal ettiğini belirterek, “Devletimiz maddi ve manevi desteklerini esirgemeden Orman Teşkilatımızı ekonomik imkânlar çerçevesinde desteklemektedir” ifadelerini kullandı. Ancak görünen o ki, bu destekler yangınlarla mücadelede yeterli olmamış.

Orman yangınlarıyla ilgili en çok eleştirilen konulardan biri, yeterli hava desteğinin sağlanamaması. Açıklamalarda, “şu kadar uçak, şu kadar helikopter” ile müdahale edildiği belirtiliyor. Ancak yerel muhabirlerin ifadeleri, hava araçlarıyla müdahalelerin gerektiği gibi yapılamadığını ortaya koyuyor. Yangınlara 11 dakikada müdahale edilebildiği iddialarına karşın, gece görüşlü helikopterlerin kullanımı oldukça riskli bulunuyor. THK uçaklarının hacizli olması nedeniyle kullanılamaması ise ayrı bir sorun. Uçak ve arazözlerin yetersizliği de dile getiriliyor. Kara mücadelesinde, üniversitelerin kapalı olmasının etkisiyle tomaların bile kullanıldığı iddiaları mevcut.

Eleştiriler, iktidar ve kuruluşlar açısından oldukça hassas bir konu. Ancak yalnızca iktidar değil, destekçileri de eleştirilere karşı duyarlılar. Geçmişte Bodrum ve Marmaris yangınlarında bir televizyon kanalının canlı yayını, partililer tarafından basılmıştı. Olayla ilgili dava açılması ancak üç yıl sonra gerçekleşti.

İktidarın ormanlar konusunda hassas olduğu tartışılabilir. Gezi Parkı olayları, kesilmesi planlanan ağaçların sonrasında kökünden sökülüp yeniden dikilmesi gibi durumlardan kaynaklanan bir “ağaç meselesi”ni gündeme getirmiştir. Bu konu güncelliğini korusa da, iktidar orman konusundaki iddialarını sürdürmektedir. 19 yılda 5 bin 400 fidan değil, ağaç dikildiği iddiaları öne çıkarken, eleştirilere verilen sert tepkiler dikkat çekiyor. Parka sahip çıkanlar “çapulcu” olarak nitelendirilirken, bir üniversitenin ormanının yok edilmesine karşı çıkan öğrenciler, ormanda yaşamak istemeleri durumunda ormana gidebilecekleri yönünde ifadelerle karşılık buluyor.

İktidarın yeni ortağı olup olmadığı tartışmalarıyla birlikte, enerji ve orman alanındaki özelleştirmelerin sonuçlarını değerlendirmek ve yangınlarla mücadelede kamusal kapasitenin zayıflamasının sebeplerini araştırmak amacıyla Meclis Başkanlığı’na önerge verilmiştir. Ancak beklenen sonuç, öngörüldüğü gibi çıkmış ve önerge “… oylarıyla” reddedilmiştir.

Ormanlar yok oldu. Peki, yanan evler için ne gibi önlemler alınacak? Kira yardımı yapılacak mı, düşük faizli konut kredisi sunulacak mı? Hayvancılıkla uğraşanlara özel destekler verilecek mi? Yangın bölgelerindeki yeni yapılacak evlerin çatı, kapı ve pencereleri yine ahşap mı olacak? Yetersiz koordinasyon yerine afetler için yeni bir bakanlık kurulmalı mı? Bu sorulara bir an önce yanıt aranması gerekiyor.

Bursa’nın Yıldırım ilçesinde yanan alanın madenlere açılması için “ÇED gerekli değildir” raporu alınmış. Bu tür haberlere hazırlıklı olmak gerek. Örneğin, Atatürk Orman Çiftliği’ndeki arazinin eski bakanın üniversitesine devredilmesi gibi gelişmeler sıkça yaşanıyor. Yeşil ve doğa sevgisi denince akla birçok şey geliyor. Ancak bu sevgi, doların yeşil rengi olmamalı; Fatih Sultan Mehmet gibi ormanın yeşilini sevmek olmalı. Ağaçların çığlığını duyabilmek önemli.

Not: Bu yazıda AI kullanılmamıştır.

Orman Yangınları ve Eğitim Eksikliği: Kayıplar
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Asistantr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.