1. Haberler
  2. DÜNYA
  3. Aydınlanma Devrimi: Başarı ve Başarısızlık

Aydınlanma Devrimi: Başarı ve Başarısızlık

Aydınlanma Devrimi: Başarı ve Başarısızlık
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Aydınlanmanın Başarısızlığı

Emin Türk Eliçin, Cumhuriyet’in ilk yıllarını şu şekilde anlatmaktadır: “İmparatorluğun karanlık mirası, yeni Türkiye’ye 42.000 köy, 1000 kasaba ve 67 kentle birlikte, yaklaşık 750.000 kilometrekarelik bir coğrafyada yaşayan 12 milyonluk bir halk bıraktı.”(1)

Yıllarca süren savaşların etkisiyle bıkkın bir halk, okulsuz, öğretmensiz ve hastahanesiz bir yaşam sürmektedir. Bilgisizlik içinde kıvranan bu halk, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde aydınlanma hareketinin tohumlarını atmaktadır.

%70-%30

Son günlerde sağcı bir yazar, laikliği savunduğu için Özgür Özel’i eleştirdi. Özgür Özel’in laikliği sürdürmesi halinde, CHP’nin oy oranının %30’a düşeceğini, sağın ise %70’e yükseleceğini öne sürdü. Bu tespit doğru bir gözlem olarak kabul edilebilir. Türk halkının yalnızca %30’unun aydınlandığı gerçeğini ifade eden eleştiriler, CHP’nin bu oranı artırma çabalarının önemini ortaya koymaktadır.

Aydınlanma devinimi neden başarılı olamadı?

Aydınlanma hareketi başlamadan önce Türk halkı, aydınlanmadan en az dört yüzyıl gerideydi. Mustafa Kemal Atatürk, devrimlerle bireylerin “görme” ve “işitme” yetilerini geliştirmek istemiştir. Bu devrimin Batı’da dört yüzyıl önce başladığı düşüncesiyle, Atatürk “O kadar beklemeye vaktimiz yoktur,” demektedir.

Ancak görme-işitme devrimi, çok az bir kesim tarafından anlaşılmıştır. Atatürk’ün giydiği golf pantolonları, sadece bir kıyafet değişikliği değil, aynı zamanda görme biçiminde bir devrimdir. Eğer gerçekten görme yetisine sahip olsaydık, kentsel yaşam farklı bir şekilde şekillenecekti.

Atatürk’ün aydınlanma devinimi, bir sol eylem olarak nitelendirilmektedir. Bu devrimin ekonomik yapısının da sol bir perspektife sahip olması gerektiği savunulmaktadır. Merdan Yanardağ, bu bağlamda, “Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında, nasıl kalkınacağı sorusuna yanıt arayan kadro hareketinin, alternatif bir model sunduğunu” belirtmektedir.(3)

Kadro Hareketi

Dr. Ömer Sezgin, kadro hareketini şöyle tanımlıyor: “1932-1935 yılları arasında yayımlanan kadro dergileri, Türk siyasi hayatında devletçiliği savunmuştur. Ancak bu devletçilik anlayışı, o dönemde benimsenen hükümet politikalarından oldukça farklıdır. Kadrocular, kapitalizmin ve sosyalizmin dışında, Türkiye’nin koşullarına uygun yeni bir toplumsal sistem arayışı içindedir.”(4)

Kadro Kapanıyor

Yakup Kadri, kadro hareketinin küçük ama iddialı bir dergi olduğunu belirterek, “İş başında bulunan resmi şahsiyetleri en çok sinirlendiren şey, bu haddini bilmezlikti,” demektedir.(5)

Devrim karşıtı kapitalistler, kadro hareketine karşı boş durmuyordu. Atatürk’ün kadroya olan desteği bir noktada sona erdi. Yakup Kadri, Tiran’a büyükelçi olarak atandığında, kadro devinimi de sona ermiştir.

Atatürk’ün Üzüntüsü

Yakup Kadri, Atatürk’ü anlatırken, “Gazi, benim derdimi unutmamıştı. Her göz göze gelişimizde, kâh bir üzüntü, kâh bir pişmanlık gölgesini hissettim,” diyerek Atatürk’ün içsel huzursuzluğunu ifade etmektedir.(6)

Atatürk, belki de devrimlerine karşıt bir eylem yapıldığını sezmişti. Kapitalizmin toplumsal bilinci, onun oluşturmayı amaçladığı devrimci toplumsal bilinci baskılamıştı. Öncelikle Köy Enstitüleri kapatıldı, ezan yeniden Arapçaya döndürüldü ve tam bağımsız Türkiye, NATO’ya katılarak yarı bağımlı bir duruma getirildi. Laiklik, din düşmanlığı propagandasıyla hayatımızdan çıkarıldı.

Türkiye, bilimsel düşünceden yoksun, felsefi birikimden uzaklaşarak çağdışı bir duruma geldi.

– Gerçekçi yazın, aydınlanmayı pekiştirir. Devrimin oluşturduğu toplumsal bilinç, gerçekçi bir bilinçtir. Gerçekçi yazın, toplumsal bilince katkı sağlar.

Yakup Kadri, Orhan Kemal, Nazım Hikmet, Kemal Bekir, Kemal Ateş, Adnan Özyalçıner ve Ruşen Hakkı, devrimin toplumsal bilincine katkıda bulunan isimlerdir.

Gerçeksiz eserler, devrimci toplumsal bilince olumsuz etki yaparlar. Oğuz Atay, Selim İleri ve Adalet Ağaoğlu Cumhuriyet’in kazanımlarını küçümsemektedir. Böylece, yanlış bir anlayışla, kapitalist toplumsal bilince katkıda bulunmaktadırlar. Özellikle Kemal Tahir’in Bozkır’daki Çekirdek köy enstitilerine karşı olan romanı dikkat çekmektedir.

– Sol liberaller, birden devrim karşıtı hale gelmişlerdir. Cumhuriyet bayramı törenlerine eleştiriler yöneltmişlerdir. 19 Mayıs’ı komik bulmuşlardır. Giysi devrimleri biçimsel kalmıştır.

– Devrimler halka ulaşamamıştır. Bu yanlış bir algı. Toplumsal bilincin etkisinden kurtulmak kolay değildir.

Mustafa Günay, “Aydınlanma, bireyde ve onun bilincinde, düşünme biçiminde meydana gelirken, başkalarına da yayılır. Aydınlanmanın ışığı, birey ile sınırlı kalmaz. Aydınlanmış birey, aydınlanmamış olanları da aydınlatma gücünü taşır,” demektedir.(7)

Aydınlanmış birey, Türkiye’de diğerlerini aydınlatamamıştır. Bunun nedeni, aydınlanmış sanılanların aslında aydınlanmamış olmalarıdır. Aydınlanmış birey, küçük burjuva karakterini taşır ve genellikle hareketsizdir.

Sivas Kırımından sonra İstanbul’da dergi toplantıları yapılmıştır. Dergilerin her ay doğuda farklı illerde çıkarılması önerilmiştir. “Oralara nasıl gidilecek?” denilmiştir, “Gündoğdu Politbüro gibi davranıyor,” şeklinde eleştiriler gelmiştir.

Mustafa Günay, “Felsefe tarihinden bir örnek vermek gerekirse, Platon’un devlet kitabındaki mağara metaforunu hatırlayabiliriz. Bilinç değişimi yaşayan birey, diğerlerini aydınlığa çağırmak için çaba gösterir. Ancak alışkanlıkları ve düşünme tarzlarını değiştirmek kolay olmayabilir. Tarih boyunca, yazarlar, aydınlar ve sanatçılar, aydınlanma birikimlerini topluma ulaştırmakta zorluklarla karşılaşmışlardır. Ancak aydınlanma başladıysa, sürmeye devam eder, sona ermez,” şeklinde ifade etmektedir.(8)

Tarihsel Deneyim

Tarih, bilimsel düşünceyi ve felsefi birikimi sıfırlayan

Aydınlanma Devrimi: Başarı ve Başarısızlık
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Asistantr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.