CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, Başkan Mehmet Murat Çalık’ın aile üyeleriyle gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, 124 gündür tutuklu bulunan Çalık’ın sağlık durumunun giderek kötüleştiğini ifade etti.
Şahbaz, şu sözlere yer verdi:
“Bugün İzmir Şehir Hastanesi’nde bulunuyoruz. Başkanımız Mehmet Murat Çalık’a ikinci kez kemik iliği biyopsisi yapıldı. 23 Mart’tan bu yana tutuklu ve hala hakkında bir iddianame dahi hazırlanmış değil. Ancak tam 124 gündür özgürlüğünden mahrum ve ağır tecrit koşulları altında yaşam mücadelesi veriyor.”
“BU BİR İNSAN HAKKI İHLALİDİR”
Çalık’ın İstanbul’dan Buca Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne nakledilmesini hatırlatan Şahbaz, bunun açıkça bir insan hakkı ihlali olduğunu belirterek şu şekilde devam etti:
“Önce İstanbul’da yaşayan ailesinden yüzlerce kilometre uzaklıktaki Buca Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne nakledildi. Bu durum, öncelikle bir insan hakkı ihlalidir; başkanımız ağır tecrit koşullarında bir hücrede yaşamaya zorlandı. Sonuç olarak, başkanımız 20 kilonun üzerinde kilo kaybı yaşadı ve sağlığı bozuldu. Yapılan tetkiklerde, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde blast hücrelerinin yüzde 4-5 civarında olduğu ve hastalık düzeyinin yüksek riskli olduğu tespit edildi.”
Şahbaz, Çalık’ın daha önce geçirdiği iki atak sonucunda akut miyeloblastik lösemi teşhisi konulduğunu, bu durumun tedavi edilmesine rağmen başkanın sağlık durumunun kritik olduğunu vurguladı. Ayrıca, lenfoma geçmişinin de bulunduğunu ifade etti. Tüm bu sağlık sorunları göz önünde bulundurulduğunda, Çalık’ın tutuksuz yargılanması gerektiğini savundu.
Bu ağır sağlık sorunları ile karşı karşıya olan Çalık’ın, Buca Cezaevi’nden Adli Tıp’a kadar kolları kelepçeli bir şekilde sevk edildiğine dikkat çeken Şahbaz, bunun gereksiz bir uygulama olduğunu vurguladı. “Kendisi şu anda hükümlü değil, sadece tutuklu. Ve herhangi bir iddianame yok. Bu kadar uzun süredir böyle bir durumdayken, ağır sağlık sorunları yaşarken, tutuklu yargılanmasını kabul edemeyiz.”
“SERBEST BIRAKILMASINI İSTİYORUZ!”
Şahbaz, başkanlarının daha önce hakem hastane niteliğindeki bir hastaneden alınan tetkik sonuçlarının yeterli görülmediğini belirtti. “Adli Tıp’taki belgelerde, blast hücrelerinin yüzde beşken, orijinal raporda yüzde dört-beş civarında iken, üç-dört olarak değiştirildiği gözlemleniyor. Bu bir tahrifattır. Tüm tetkiklerin tekrar istenmesine karar verilmesi büyük bir eziyettir.”
Tüm bu süreçlerin tutuksuz bir şekilde devam etmesi gerektiğini vurgulayan Şahbaz, “Ceza almayalım demiyoruz. Ancak ortada somut bir suçlama yokken, ağır lösemi riski altında bulunan bir belediye başkanının tutuklu yargılanmasını kabul edemeyiz. Bu durumun bir an önce sona ermesi gerek.” dedi.
“CEZAEVİNDEKİ TÜM TUTUKLU VE HÜKÜMLÜLERİN SAĞLIK HİZMETİNE ULAŞABİLMESİNİ İSTİYORUZ”
Şahbaz, Türkiye’de hukuksuzlukların yaşandığını ve benzer durumların başka insanlara da uygulandığını belirterek, “Binlerce insan, ağır tecrit koşullarında sağlık hizmetine ulaşamadan yaşamak zorunda kalıyor. Cezaevinde sağlık ihlalleri yaşanıyor ve bunun sonucunda insanlarımızı kaybediyoruz. Bu durumun son bulmasını bekliyoruz. Cezaevindeki tüm tutuklu ve hükümlülerin sağlık hizmetine ulaşabilmesi için mücadele edeceğiz.”
“BU, NORMAL KOŞULLARDA ÇOK BASİT BİR ŞEKİLDE ALINAN BİR BİYOPSİ DEĞİL”
Şahbaz, Başkan Mehmet Murat Çalık’a ikinci kez yapılan kemik iliği biyopsisinin sağlık açısından riskli ve insan hakları açısından kabul edilemez olduğunu ifade etti. “Kemik iliği biyopsisi çok travmatik bir işlemdir. Normal koşullarda basit bir şekilde alınabilen bir biyopsi değildir. Daha önce alınmış sonuçlar varken, tekrarlanması gereksiz bir talep olarak değerlendirilmektedir.”
“Bu durum, yaşatılan hukuksuzluğun ve eziyetin bir devamıdır. Başkanımızın ikinci kez kemik iliği biyopsisinin yapılması, tutukluluğun ceza haline dönüşmesinin bir göstergesidir. Normal karşılamıyoruz, çünkü daha önce verilmiş raporlar ve alınmış biyopsiler bulunuyor. Eğer ihtiyaç duyulursa, bu materyaller başka bir hekim tarafından değerlendirilebilir. Ancak biyopsinin tekrarı gereksiz ve kabul edilemez bir durumdur.”
