1. Haberler
  2. SPOR
  3. Futbolun Metalaşması: Taraftar Müşteri Oldu!

Futbolun Metalaşması: Taraftar Müşteri Oldu!

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Avrupa’da kapitalizmin hızlı sanayileşmesi, kitle toplumunun yapısal olarak oluşumunu hızlandırdı. Bu süreç, kitle kültürüne zemin hazırlayan kitle toplum yapısı ve kapitalist iş bölümünün yanı sıra, evrensel iletişim sistemleri aracılığıyla kitlesel siyasi hareketlerin büyümesini de beraberinde getirdi.

Bu değişimlerden kaynaklanan çok çeşitli psikolojik unsurlar, bireylerin oluşturduğu kitlelerle birlikte kolektif bir bilincin parçası haline gelmesine yol açtı. Bireyler, kitleler içinde farklı bir kimlik geliştirdiler. Örneğin, bir futbol stadyumundaki kalabalığı ele alırken, bireylerin grup aidiyetinden bahsetmek mümkündür; ancak bu, tüm bireylerin aynı kimlikte birleştiği anlamına gelmez.

∗∗∗

Futbolun, farklı dillerden, kültürlerden ve sosyal kökenlerden gelen insanlar arasında toplumsal entegrasyonu sağladığı bir gerçektir. Taraftarlık olgusu, grup aidiyetinin tanımlandığı, kimliğin edinildiği ve davranış normlarının şekillendiği bir toplumsal kültür alanı olarak öne çıkar. Küresel bir işlev gören futbol, aynı zamanda kültürel geçişlerin kolaylıkla sağlandığı bir uzlaşma ortamıdır.

Ancak, kapitalizmin etkisiyle, özellikle Avrupa’da, futbolun sermayedarlar ve başkanlar için yeni bir fırsat sunduğu görülmektedir. Kitlelerin futbola olan sevgisi, bu alanın endüstriyel bir pazar haline gelmesine katkı sağladı.

Taraftarların geldiği noktayı anlamak için öncelikle bir tasvir yapmak önemlidir. Stadyumlarda, taraftarlar sürekli olarak dayanışma bağlamında kolektif bir kimlik oluşturma çabası içindeydiler. Duygusal grupların tribünlerde oluşturduğu fiziksel birliktelik, aynı zamanda bir sadakat duygusunu da beraberinde getiriyordu. Ancak, endüstriyelleşme süreci, bu kolektif yapıyı bilinçli olarak parçalamış ve dağıtmıştır. Sonuç olarak, taraftarlar önce seyirciye, ardından müşteri konumuna gelerek kulüplere olan aidiyet duygularında yabancılaşma sürecine girmiştir.

Futbolun kültür endüstrisi olarak metalaşması, onun ticari, siyasi ve sosyal rolünü artırırken, medyanın da futbola olan ilgisini büyütmüştür. Futbol olayı, günümüzde televizyon aracılığıyla izleyicilere anlık gerçeklik sunarak, spor seyircilerinin zihinlerinde sportif anlamların şekillenmesine neden olmaktadır.

Kapitalizm, tüketim ürünlerini televizyon ve medya üzerinden kitlelere sunarken, “anı yakalamak” mesajını öne çıkarır. Bu durum, futbol, medya ve televizyon arasındaki ilişkiyi güçlendirmiştir.

∗∗∗

Yeni dönemin en belirgin özelliği, yaşamın her alanının kâr amacı doğrultusunda yeniden yapılandırılması ve metalaşmasıdır. Özellikle AKP döneminde bu durum, siyasi bir beklenti haline gelmiştir.

Futbolun ticari bir ürün olarak metalaşması, onu sadece bir oyun olmaktan çıkararak ekonomik bir mal haline dönüştürmüştür. Bu değişim, kapitalist düzenin değerlerinin futbol alanında egemen olmasına ve futbolu şekillendirmeye başlamasına yol açmıştır. Bu da, uygun başkanların seçilmesine zemin hazırlamıştır.

Artık, sadece kazanma arzusu her türlü değerin önüne geçmiştir. Şerefli mağlubiyetlerin ya da ikinciliklerin önemi kalmamıştır.

Metalaşmanın futbol üzerindeki en büyük etkisi, taraftarların müşteri haline gelmesi ve kapitalist eylemlerin ortaya çıkmasıdır. Bu süreç, oyuncularla takımlar arasındaki ilişkileri de değiştirmiştir. Metalaşma, siyasetin iş birliği ile takım sahiplerini ve başkanlarını değiştirmiştir. Menajerlerin ticareti hakim hale gelirken, futbolcuların transfer olanakları ve maaşları artış göstermiştir. Böylece futbol, önemli bir ekonomik değer yaratma sürecine girmiştir. Oyuncular, alınıp satılan birer meta haline dönüşmüş, transferler ise adeta bir rant kurgusuna dönüşmüştür. Forma renkleri ve kutsallığı, paranın dolaşıma girmesiyle işlevini kaybetmiştir.

Metalaşma sürecinde, taraftarlar sadece kulüpleriyle gönül bağı olan kişiler olmaktan çıkmış, aynı zamanda kulüplerine ait markalı ürünleri satın alan, maçları izlemek için yüksek bilet ücretlerini karşılayan ve takımının renklerini hayatlarının her alanında taşıyan müşterilere dönüşmüştür. Bu yeni yapılar, stadyumları çekmek için yıldız oyunculara ihtiyaç duymaktadır. Sonuç olarak, taraftarların oyunla ve kendi yaşamlarıyla kurdukları bağlantı, büyük ölçüde izlemeye indirgenmiştir. Bu durum, büyük paraların harcanmasına ve kulüplerden dışarıya servet transferlerinin yapılmasına neden olmuştur. Müşteri-taraftar, kişisel beklentileri doğrultusunda rekabete kurban gitmektedir. Bu beklenti, kulüplerin batmasına dahi sebep olsa, taraftarları bir şuursuzluk içine sürüklemektedir.

Bu yıl yaşananlar bile durumu gözler önüne sermektedir. Toplam 55 milyar TL borcu olan üç büyük kulübün, sistematik bir kurguya sahip olmayan takım yapısına güç katmak adına Orkun’a 55 milyon avro, Abraham’a 41,5 milyon avro, Osimhen’e 150 milyon avro ve Duran’a kiralık olarak 20 milyon avro vermeleri, taraftarların şuursuzca destek vermesine olanak tanımaktadır. Bu, sistemin başarısını göstermektedir.

Futbol, toplumsal ilişkilerin toplamından oluşan sosyal bir fenomendir.

Futbol, toplumsal eşitsizliğin ve ona eşlik eden ideolojilerin yeniden üretildiği bir alandır.

Futbol, artık sadece bir spor dalı olmanın ötesine geçerek, siyasi, kültürel ve ekonomik iktidarın bir aracı haline gelmiştir. Metalaşan taraftarlar da bu durumu şuursuzca benimsemekte ve satın almaktadır.

Gelinen noktada, taraftarlar artık takımın peşinden değil, inen uçakların peşinden koşmaktadır. Sonunun hüsran olacağını bilerek…

Futbolun Metalaşması: Taraftar Müşteri Oldu!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Asistantr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.