Türkiye’de sendikal örgütlenmenin karşılaştığı zorlukların etkileri giderek daha belirgin hale geliyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın dün açıkladığı Temmuz 2025 dönemine ilişkin işkolu istatistikleri, işçi sayısının 17 milyon 326 bin 143’e ulaştığını gösterirken, sendikalı işçi sayısının ise 2 milyon 429 bin 527 kişiyle sınırlı kaldığını ortaya koydu. Bu veriler, sendikalı işçilerin toplam kayıtlı işçilere oranının yüzde 14.02 olduğunu belirtiyor. Ocak 2025’te bu oran yüzde 14.97, Temmuz 2024’te ise yüzde 14.8 olarak kaydedilmişti. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, bu durumu değerlendirirken, kayıtdışı işçi sayısının da göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekti. Çerkezoğlu, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu Küresel Haklar Endeksi’ne göre Türkiye’nin işçi hakları konusunda en kötü 10 ülke arasında yer almasının temel nedeninin sendikasızlık olduğunu vurguladı. Ayrıca, sendikal mevzuatın tamamen antidemokratik bir yapıda olduğunu ifade eden Çerkezoğlu, “Günümüzde sendikalı olmanın en yaygın işten çıkarma nedeni haline gelmesi, hükümetin bu duruma sessiz kalmasını kabul edilemez kılıyor. Mevzuatta bulunan ikili baraj sistemi gibi pek çok engel de mevcut” şeklinde konuştu.
DEMOKRASİNİN YOLU
Çerkezoğlu, muhalefet partilerinin sendikalaşma konusundaki çağrılarının yetersiz olduğunu belirterek, daha kapsamlı bir yaklaşımın gerekliliğini vurguladı. “Demokrasi yalnızca seçimle sınırlı değildir. Demokrasi mücadelesinin yolu örgütlenmekten geçer. Bu nedenle, demokrasi mücadelesi veren tüm muhalefet güçlerinin sendikalaşmanın önündeki engelleri kaldıracak yapısal adımları atmak için ortaklaşması elzemdir” şeklinde ifadelerde bulundu.
Çalışma ekonomisi uzmanı ve avukat Dr. Murat Özveri ise sendikalı işçilerin işverenlerin hukuka aykırı baskılarına karşı yeterli güvencelerinin bulunmadığını dile getirdi. Özveri, işten çıkarma davalarının en az dört yıl sürdüğünü, işveren itirazı durumunda yetki sisteminin toplu sözleşme sürecini durdurduğunu ve işçilerin sendikal korumanın dışında kalma riski taşıdığını belirtti. Grevlerin kolayca yasaklanmasının sendikaları etkisiz kıldığını ifade eden Özveri, “Bu sorunların ardından sendikaların kendisini de sorgulamak gerekir. Üye kazanmak adına hak mücadelesi vermek yerine, üyeye hediye dağıtan ‘promosyon sendikacılık’ yaygınlaşmış durumda” dedi.
