Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Suriye’yi bölme çabalarını “tehdit sayarız, müdahale ederiz” ifadesiyle değerlendirmesi ve Milli Savunma Bakanlığı’nın Suriye yönetiminden Türkiye’den yardım talep edildiğini açıklaması, Türkiye’nin bölgedeki rolü ve istikrarsızlığa müdahil olma düzeyini sorgulattı. Emekli Tümgeneral Ali Er, bu durumun aktif diplomasinin bir parçası olduğunu ifade ederek, “Eğer destek Türkiye Cumhuriyeti’nin Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) bölgede aktif bir şekilde yer alması anlamına gelirse, bu Türkiye’nin güvenliğine ciddi zararlar verebilir.” dedi.
CHP Dış Politika Koordinatörü Prof. İlhan Uzgel ise Türkiye’nin Suriye’nin yaklaşık yüzde 15’lik bir bölgesini koruduğunu belirterek, “Bunun ötesine geçmek, daha fazla istikrarsızlığa yol açabilir. Bu riskli hamlelerdir.” şeklinde konuştu.
Suriye’deki gelişmelere dair uyarılarda bulunan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Hiçbir grup parçalamaya yönelik hareket içine geçmesin. Diplomasi yoluyla konuşacağımız çok şey var. Ama şiddet kullanarak bölmeye ve istikrarsızlaştırmaya çalışırsanız, bunu milli güvenliğimize yönelik bir tehdit olarak algılar ve müdahale ederiz.” ifadelerini kullandı.
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Suriye yönetiminden Türkiye’den resmi destek talep edildiğini belirterek, “Eğitim, danışmanlık ve teknik destek sağlamak için çalışmalarımız devam ediyor. Türkiye’nin öncelikli hedefi, Suriye’nin siyasi birliğini ve toprak bütünlüğünü desteklemek, bölgede kalıcı barışın sağlanmasına öncülük etmektir.” açıklamasında bulundu.
‘TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİNE ZARAR VERİR’
Cumhuriyet, bölgede yaşanan gelişmeleri uzmanlarla değerlendirdi. Emekli Tümgeneral Ali Er, Fidan ve MSB’nin açıklamalarını yorumlayarak, “Bu aktif diplomasinin geliştirilmesi anlamına geliyor ama boyutları kritik. Eğer destek, TSK’nın bölgede aktifliği şeklinde olacaksa, bu Türkiye’nin güvenliğine zarar verebilir.” dedi. Ayrıca, Meclis’in Suriye’ye gönderilen askerler konusundaki yetkilerini yeniden gözden geçirmesi gerektiğini belirtti.
‘TÜRK ASKERİ DENGE UNSURU DEĞİL’
Er, Suriye’nin talebine ilişkin olarak, “TSK’nin tecrübesini barışçıl amaçlarla komşu ülkelerle paylaşması, Türk ordusunun kutup yıldızı olarak anılması anlamına gelir. Bu siyasi tartışmaların dışında tutulmalıdır.” dedi. Ayrıca, “Asıl konu, TSK’nın çatışmada tarafların lehine veya aleyhine kullanılma durumudur. Biz askerimizi Suriye’ye denge unsuru olarak göndermedik.” şeklinde konuştu.
‘TÜRKİYE ZATEN SURİYE’NİN YÜZDE YAKLAŞIK 15’İNİ KORUYOR’
Prof. İlhan Uzgel ise Türkiye’nin Suriye’deki rolü hakkında, “Suriye sahası stabil değil ve Türkiye zaten ülkenin yaklaşık yüzde 15’ini koruyor. Türk askerini daha fazla Suriye’ye sokmak, yeni istikrarsızlıklara yol açabilir.” dedi. Ayrıca, askeri girişimlerin sınırlarının ve hedeflerinin net bir şekilde belirlenmesi gerektiğini vurguladı.
Uzgel, Suriye’nin toprak bütünlüğünün önemine de dikkat çekerek, “Yeni hükümetin diğer bileşenleri kapsaması şart. Türk hükümetinin, Suriye’deki diğer bileşenlerle birlikte bir anayasa yapması gerektiği konusunda daha etkin bir girişim göstermesi gerekiyor.” şeklinde ifadelerde bulundu. Dürzi çatışmaları hakkında da, “Dürzilerle ilgili yaşanan olaylar konusunda Sayın Fidan’dan daha etkin bir müdahale beklerdik.” dedi.
