Ahmet Öksüz, yaptığı açıklamada konkordato süreçlerinin sektördeki etkilerini ele aldı. Öksüz, “Bir firmanın konkordato ilan etmesi, sadece kendi geleceğini değil, aynı zamanda o firmaya hammadde, ürün veya hizmet sağlayan yüzlerce tedarikçiyi de doğrudan etkiliyor” dedi. Bankaların alacaklarını güvence altına alırken, diğer alacaklı firmaların korumasız kalmasının sektörde zincirleme iflas riskini doğurduğuna dikkat çekti.
ALACAKLILARIN KORUNMASI İÇİN YAPISAL ÖNLEM ÇAĞRISI
Reuters’ta yer alan bir habere göre, Öksüz, piyasadaki alacaklı firmaların korunamamasının tekstil ekosisteminde ciddi sorunlara yol açtığını belirtti. Ana firmanın konkordato sürecine girmesiyle birlikte alacaklarını tahsil edemeyen diğer şirketlerin mali sıkıntıya düştüğünü ve bu sürecin yeni konkordato ilanlarına neden olduğunu aktardı.
Bu durumu tersine çevirmek için acil yapısal önlemlerin alınması gerektiğini ifade eden Öksüz, konkordato düzenlemelerinde değişiklik yapılması çağrısında bulundu. Mevcut sistemde konkordatonun banka ve kamu borçlarının yanı sıra piyasaya olan borçları da kapsamasının sektörde dengesizlik yarattığını vurgulayan Öksüz, “Konkordatolar yalnızca banka ve kamu borçlarını kapsamalı, piyasaya olan borçlar ise kapsam dışında bırakılmalıdır. Aksi halde ticaretin sürekliliği tehlikeye girer” değerlendirmesinde bulundu.