DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Suruç Katliamı’nın 10. yılı vesilesiyle düzenlenen anma etkinliğinde, Suruç aileleri için adalet talebinde bulundu.
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin başlattığı yeni çözüm sürecine atıfta bulunan Hatimoğulları, terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın “barış ve demokratik toplum” çağrısını hatırlatarak, “Acılarımızı, parlamentoda kurulacak bir komisyon aracılığıyla hakikatlerle yüzleşerek hafifletebiliriz. ‘Bir daha asla olmayacak’ demek için mutlaka adım atmalıyız” dedi. Hatimoğulları, “Bu gerçeklik olduğu yerde duruyor. Acılarımızı azaltmak ve barışın önünü açmak için gerçeklerle yüzleşmeliyiz, özür dilemeliyiz” ifadelerini kullandı.
Hatimoğulları, anma programı sonrasında yaptığı açıklamada, şu görüşlere yer verdi:
“33 düş yolcusu, Türkiye’deki tüm sol sosyalist gençlere ve demokrasiye, insan haklarına, adalete inanan herkese, IŞİD gibi çetevari bir örgüte karşı mücadele ve direniş çağrısı yaptılar. Onlar, Türkiye’den bir kardeşlik köprüsü kurmak, çocuklara buradan oyuncaklar götürmek ve savaşın ardından Kobani’yi çocuk duygusuyla yeniden inşa etmek için yola çıktılar. Ancak, Türkiye sol sosyalist hareketinin Kürt hareketi ve halkıyla dayanışma içinde olmasını kabullenmeyen zihniyet bu katliamı gerçekleştirdi.
Bu katliamı IŞİD üstlendi, ancak bu durumu kolaylaştıran kim? Sınırdan o patlayıcıları getirmenin yolunu kim açtı? 10 Ekim Gar Katliamı’ndan biliyoruz ki bunun arkasında kolluk kuvvetleri ve resmi kurumlarda çalışan kişiler var. Ankara’daki dava süreçlerini takip eden birisi olarak, oradaki itiraflar beni derinden etkiledi. Ancak bunlar bir filmde izlenecek sahneler değil; hepsi gerçek. Bu sınır, IŞİD çetelerine bilerek açılmıştır. Bunun aksini düşünenler, Ankara Gar katliamı dosyasını inceleyip, oradaki itirafları okumalıdır” dedi.
“İNSANLARIN DÜŞLERİNİ KIRMAYA ÇALIŞTILAR AMA BAŞARAMADILAR”
“Buradan bir kez daha haykırıyoruz: ‘Suruç için adalet’. Suruç dosyasında sadece bir kişi tutuklandı. Bunu kabul etmek mümkün değil. Suruç’a gelen gençler, Kobani’ye gülüşlerini ve sosyalist düşüncelerini götüreceklerdi. Ancak onların düşlerini yarıda bırakmaya kalktılar. Sevgili düş yolcuları, unutmadık ve unutmayacağız. Bu ülkeyi cehennem ateşine çevirmek isteyenler, Reyhanlı katliamıyla tüm tuşlara bastılar.
Reyhanlı katliamı, Suruç, Sultanahmet, İstanbul, Atatürk Havalimanı, Ankara Gar katliamı ve Antep düğün katliamı… Türkiye bir cehennem ateşine dönüştü ve her katliam bu ateşe biraz daha odun attı. İnsanların düşlerini kırmaya çalıştılar ancak başaramadılar ve başaramayacaklar. Bu vesileyle 33 düş yolcusunu saygı, minnet, umut ve dirençle bir kez daha anıyorum.”
“GERÇEKLERLE YÜZLEŞMELİYİZ, ÖZÜR DİLEMELİYİZ”
“Sayın Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan yaptığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı, bugün tüm dünyada gündemde. Bizler, acılarımızı parlamentoda kurulacak bir komisyonla ve hakikatlerle yüzleşerek hafifletebiliriz. ‘Bir daha asla olmayacak’ demek için mutlaka adım atmalıyız. DEM Parti olarak böyle bir komisyonun kurulması için birçok kez teklif verdik; fakat iktidar partileri bunu reddetti.
Bu gerçeklik olduğu yerde duruyor. Acılarımızı azaltmak ve barışın önünü açmak için gerçeklerle yüzleşmeliyiz, özür dilemeliyiz. Hakiki bir barış inşası, adalet, özgürlük, eşitlik ve sosyal adaletten geçer. Bunları tesis ettiğimizde, onurlu bir barışın yolu açılacaktır. Buradan Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısına yanıt vererek, demokratik siyasetin tüm unsurları olarak bu çağrıya barış ve demokrasi mücadelesiyle sahip çıkmaya devam edeceğiz.”
“MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK”
“Sözlerimi şu dizelerle sonlandırmak istiyorum:
‘Büyük aşklar, yolculuklarla başlar/ Ve serüvenciler düşer yollara ancak/ Ne bir adresleri vardır onların ne de aşktan başka bir sığınakları/ Ama yaşarlar dünyanın dört bir yanında, ölümle alay edercesine / Neydi onları oradan alıp savuran şey?’
Neydi onları ölümsüz kılan şey? Yoldaşlarımızı ölümsüz kılan şey, onurlu mücadeleleridir. Yoldaşlarımızı ölümsüz kılan şey, adalete, sosyalizme, barışa ve eşit kardeşliğe olan inançlarıdır. 33 düş yolcusunu ölümsüz kılan şey, çocuk duygularını hissederek bu ülkeye ve coğrafyaya barış tesis edileceğine dair güçlü bir mesaj vermeleridir. Sevgili düş yolcuları, sizleri asla unutmayacağız, düşleriniz asla yarım kalmayacak. Barış ve demokrasi mücadelesi mutlaka zaferle taçlanacak; sosyalizm ve enternasyonalizm mücadelemiz zafere ulaşana dek devam edecektir. Bu, sizlerin şehit düştüğü bu yerde, sizlere olan sözümüzdür.”
