Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “AK Parti, DEM, MHP birlikte yürüyoruz” ifadeleri ve “anayasa ittifakı” konusundaki açıklamalarını değerlendirdi.
T24’e verdiği röportajda Bakırhan, DEM Parti’nin zaman zaman diğer siyasi partilerle seçim iş birlikleri gerçekleştirdiğini hatırlatarak, “Dönem dönem yollar seçim ya da benzeri noktalarda kesişiyor. Bu, Kent Uzlaşısı’nda veya Kılıçdaroğlu’nun aday olduğu Cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi gerçekleşti. Seçim taktiklerimiz stratejik başarımızı amaçlıyordu ve bunu da başardık. Bazen toplum buluşturuyor, toplumun öncelikleri siyaseti şekillendiriyor. Ancak bunların dışında, bağımsız ve özgün bir siyaset yürütmeye de devam ettik” şeklinde konuştu.
“İKTİDARIN KAYBETMESİ İÇİN ÇABA HARCADIK”
Bakırhan, “İktidarı biz seçmedik. Aksine, iktidarın kaybetmesi için zamanında çaba gösterdik. Bugün Cumhurbaşkanı olan Sayın Erdoğan’ı desteklemedik. Tabanımız, karşısındaki rakibe açıkça oy verdi ve bunu deklare etti. Tavrını her zeminde bu kadar açık bir şekilde ortaya koyan bir siyasi partinin gizli gündemleri bulunamaz. Biz bu meseleyi seçimler üstü, partiler üstü değerlendiriyoruz. Bu mesele, kişi ve partilerden çok daha değerlidir” ifadelerini kullandı.
“HENÜZ YOLUN BAŞINDAYIZ”
İktidarın süreç konusundaki samimiyetinin sorgulanması üzerine Bakırhan, “Demokratik bir yargı yok, hukuk yok, insanlar tedirgin. Sıradan bir vatandaş bile izlendiğini düşünüyorsa, bu durum psikolojik bir baskı oluşturuyor. İktidar bu süreçten ne bekliyor, bunu bilemeyiz. Henüz yolun başındayız. Türkiye’nin demokratikleşmesi, toplumsal barışın sağlanması ve ekonomik, siyasi, sosyal sorunların ortadan kalkması için çalışıyoruz. Eğer bir sandık kurulacaksa, halkın iradesinin esas alınmasını istiyoruz. 86 milyon insanın olduğu bir ülkede, bir partinin taraf olması, bir partinin kazanıp kaybetmesini belirlemez” dedi.
“ANAYASA GÜNÜN SONUNDA BİZİM ÖNÜMÜZE GELECEK”
Bakırhan, anayasa tartışmalarına dair şu görüşleri paylaştı: “Anayasa, toplumsal bir sözleşme olarak tanımlanmalıdır. Bir partinin kendi çıkarlarına göre hazırladığı bir anayasa diğer partilerin veya toplumun kabul edeceği bir belge olabilir mi? Ülkenin gelecek on yıllarını belirleyecek bir toplumsal sözleşmenin tek bir parti tarafından oluşturulması doğru değildir. Partimizin şu an böyle bir gündemi yok. Türkiye’de adalet, hukuk ve özgürlük sorunları var. Bunlar çözüme kavuşturulmadan bir anayasa yapma tartışması yapmamız doğru değil.”
Bakırhan, “Türkiye kamuoyuna şunu belirtmek isterim; bu anayasa günün sonunda bizim önümüze gelecek. Eğer orada Kürt sorununun çözümü, demokratikleşme, kadınların eşit yurttaşlık hakkı, gençlerin geleceğine dair umut vaat eden unsurlar yoksa, kim buna evet der? DEM Parti buna ‘evet’ der mi? Birileri bunu gündeme getiriyorsa, çıkıp açıkça ‘Ben Kürt meselesinin çözüm sürecine karşıyım’ demelidir. Buna saygı duyarım” şeklinde konuştu.
“KİM NEREDEN ÇIKIYOR BİRİLERİNE EKLEMLENECEĞİMİZ?”
Bakırhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sayın Öcalan’la görüşürken anayasa veya seçim gibi gündemler yok. Bizim bu ülkeyi yönetme hedefimiz var. Türkiye’yi Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Tülay Hatimoğulları, Keskin Bayındır veya Çiğdem Kılıçgün Uçar yönetemez mi? Daha toplumcu, daha halkçı ve daha emekçi insanlar neden daha kötü yönetsin? Kim, bizim birilerine eklemleneceğimizi veya birilerinin siyasetini destekleyeceğimizi iddia ediyor? Neden biz yönetmeyelim? Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ni Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden daha mı kötü yönetiyoruz?”
Bakırhan, “25 yıllık yerel yönetim deneyimimiz var. Hiçbir arkadaşımızın yolsuzlukla anıldığını duydunuz mu? Biz halkla birlikte, şeffaf ve demokratik bir anlayışla yönetiyoruz. Bugün Türkiye, silahların bırakıldığı tarihi ana yoğunlaşmalıdır. Kürt meselesinin demokratik çözümüne odaklanmalıyız. Hepimizin nefes alacağı bir demokratik zemin oluşturmalıyız. Seçimlerin ne olacağını kestirmek, bizi tarif etmiyor” dedi.
“CHP MASADA OLURSA BELKİ DE İMAMOĞLU DIŞARIDA OLACAK”
Bakırhan, “Türkiye’nin yüzyıllık meselesini sadece üç parti masada çözebilir mi? Bu doğru değil. Muhalefetin olmadığı, toplumun rıza göstermediği bir barış süreci olamaz. Kendimizi yeterince ifade edemediğimiz düşüncesindeyim” ifadelerini kullandı. Ardından, “Sayın İmamoğlu’na şunu söylemek isterim. Masada Cumhuriyet Halk Partisi olursa, belki de İmamoğlu dışarıda kalacaktır. Çünkü hukuk, demokrasi ve adalet olacak” dedi.
“BİZ MUHALEFET PARTİSİYİZ, BU KİMLİĞİ KORUYACAĞIZ”
CHP’ye yönelik eleştirilerini sürdüren Bakırhan, “Biz hakkaniyetli bir partiyiz. Birileriyle oturuyoruz diye diğerinin başına gelenlere sırtımızı dönmeyiz. İktidarla oturduğumuzda, iktidarın eksiklerini ve yanlışlarını dile getirmemek gibi bir durumumuz olamaz. Biz bir muhalefet partisiyiz ve bu kimliğimizi koruyacağız. Maden yasası gibi konularda yine karşı duracağız” şeklinde konuştu.
CHP’YE ‘BİZ KEZ SİZ DESTEK VERİN’ ÇAĞRISI
Bakırhan, CHP’ye yönelik eleştirilerini dile getirerek, “Seçim süreçlerinde destek verdik ama karşılığını alamadık. CHP’nin yüzde 35 oyu var. Neden biz sürekli destek veriyoruz? Bu kez onlar destek versin. Biz en nitelikli siyasi hareketiz. Neden sürekli DEM kaybettirmemek için mücadele ediyoruz? Neden biz kazanmayalım? Bundan sonra diyeceğiz ki ‘CHP kaybettirmesin, bizim adayımıza oy versin’” ifadelerini kullandı.
Bakırhan, “Bugün mü demokrasi yok? Dün Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ cezaevindeydi. Demokrasi ihlalleri yeni değil. Yıllardır bu zulmü yaşarken kimseye sitem etmedik” dedi.
