1. Haberler
  2. SİYASET
  3. Yavaş: Avukatın Tutuklanması Hatalı Bir İşlem!

Yavaş: Avukatın Tutuklanması Hatalı Bir İşlem!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ı makamında kabul etti. Yavaş, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan’ın tutuklanmasıyla ilgili olarak “Avukatın tutuklanması, mevcut yargılamada ciddi bir eksiklik ve usulsüzlük ortaya koymaktadır. Bu durum hatalı bir işlemdir ve derhal sona erdirilmelidir” ifadelerini kullandı.

Özdağ, ABB Başkanı Yavaş’ı ziyaret ettikten sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Yavaş, Özdağ’a geçmiş olsun dileklerini ileterek, “Ümit Hocam ile daha önce tanışıyoruz. Kendisi tutuklu kaldığı süre boyunca verdiğimiz destekler için teşekkür etti. İnşallah böyle durumlar bir daha yaşanmaz” dedi.

Özdağ ise Silivri’de tek kişilik hücrede 149 gün boyunca tutuklu kaldığını belirterek, “Şimdi dava belirli bir aşamaya geldi ve hukuk mücadelesine istinaf ile devam edeceğiz. Bu süreçte Mansur Başkanım her zaman yanımda oldu. Sadece bana değil, aileme de destek verdi. Annemi ziyaret ederek ona da moral oldu. Bu nedenle kendisine ve ABB’ye teşekkür etmek için buradayım” şeklinde konuştu.

YAVAŞ: AVUKATIN TUTUKLANMASI HATALI BİR İŞLEM

Yavaş ve Özdağ, basın açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yavaş, İmamoğlu’nun avukatı Pehlivan’ın tutuklanmasıyla ilgili soruya şu yanıtı verdi:

“Yasa açıktır. Avukat, görevini yerine getirirken herhangi bir soruşturma gerekliliği olduğunda Adalet Bakanı’nın iznine bağlıdır. Anladığımız kadarıyla bu izin alınmamıştır. İzin olmadan tutuklanması hukuki bir hatadır ve telafisi yoktur. Kimse bir yere kaçmıyor, aynı gün izin de alınabilirdi. İzin alarak bu uygulama yapılmış olsaydı, en azından hukuka uygun olurdu. Avukat, müvekkilini her durumda savunmak zorundadır. Bu nedenle avukatın tutuklanması, mevcut yargılama sürecinde büyük bir eksiklik ve hatalı bir işlem olmuştur. Bunun derhal sona erdirilmesi gerekmektedir.”

ÖZDAĞ: TÜRKİYE BU DÜŞMAN CEZA UYGULAMASI CENDERESİNDEN ÇIKMALI

Özdağ, benzer bir soruya yanıt verirken, geçmişteki yargılama süreçlerinde avukat tutuklamalarına rastlamadığını belirtti. “27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinde avukatların tutuklandığını hatırlamıyorum. Bu olağanüstü dönemlerde bile böyle bir durum yaşanmamıştı. Şu an Türkiye, hukuk açısından olağanüstü bir süreçten geçiyor ve bunun temelinde düşman ceza hukuku uygulamaları yatıyor. Türkiye, bu cendreden kurtulmalı ve tüm yurttaşlar, Anayasa’nın 10. maddesiyle güvence altına alınan eşitlik hakkını kullanabilmelidir” dedi.

YAVAŞ: BU YARGILAMA SİYASİ BİR BOYUT KAZANIYOR

Yavaş, hukukun herkes için gerekli olduğunu vurgulayarak, “Kişilerin tutuklama tehdidiyle itirafa veya iftiraya zorlanması doğru değildir” şeklinde konuştu. Şunları ekledi:

“Herkes, kendi vicdanına koyup düşünmelidir. Haksız bir şekilde tutuklandığına inanan biri, ‘Eğer şöyle ifade verirsen serbest kalacaksın’ denildiğinde, kaç tanesi hapiste kalmayı göze alabilir? Bu tür uygulamaları her zaman hatalı ve hukuka aykırı buldum. Ekrem Başkan, anladığım kadarıyla, ‘Eğer beni mahkum etmeyi göze almışlarsa, bırakın etsinler. Bari siz açıkta kalın’ demek istiyor. Ancak savcının mevcut yasaları hatırlatması ne kadar doğrudur, bunu bilemiyorum. Mitinglerde veya benzeri yerlerde hâlâ yargıyı etkileyecek konuşmalar yapılıyor ve bu konularla ilgili hiçbir soruşturma açılmadığını görüyoruz. Bu durum, Ümit hocamın dediği gibi, adaletin herkese eşit davranmadığı düşüncesini pekiştiriyor ve davayı daha da siyasi hale getiriyor. Siyasi bir dava, kamu vicdanını tatmin etmediği sürece yapılacak yargılamaların geçerliliğini sorgulatır. Mahkeme kararı olmadan bir yasaklama yapılması, benim daha önce rastladığım bir durum değil.”

ÖZDAĞ: İKİ TANE ADALET UYGULARSANIZ DEVLETİN TEMELİNİ ÇÜRÜTÜRSÜNÜZ

Özdağ, cezaevinde geçirdiği süre boyunca olağanüstü bir hukuk deneyimi edindiğini belirtip şunları kaydetti:

“İki ay önce bir istinaf mahkemesi, alt derece mahkemenin vermiş olduğu bir uyuşturucu davasında etkin pişmanlıktan itirafta bulunarak hüküm vermiş bir sanığı cezalandırdı. Ancak istinaf mahkemesi bu kararı bozdu ve ‘Etkin pişmanlığa dayanarak hüküm kuramazsınız, başka delillerin de olması gerekir’ dedi. Türkiye’de hukuk süreci, tüm olumsuzluklara rağmen işlemeye devam ediyor. Ancak bu sürecin gecikmemesi önemlidir. Herkesin, muhalif ya da iktidar yanlısı olsun, aynı hukuka sahip olması gerekir. ‘Adalet mülkün temelidir’ deriz; iki farklı adalet uygulaması, devletin temelini çürütür.”

Yavaş: Avukatın Tutuklanması Hatalı Bir İşlem!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Asistantr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!