Türkiye ekonomisi 2025’in ilk çeyreğinde yüzde 2’lik bir büyüme kaydetti. Reuters anketine göre bu dönem için öngörülen büyüme oranı ise yüzde 2,3 olarak belirlenmişti. Böylece, Türkiye ekonomisi, pandemi önlemlerinin etkili olduğu 2020’nin ikinci çeyreğinden bu yana yıllık bazda en düşük büyüme oranını yaşamış oldu.
İlk çeyrekte inşaat ve hizmetler sektörleri, yıllık büyümeye olumlu katkılar sağlarken, sanayi ve tarım sektörleri sırasıyla yüzde 1,8 ve yüzde 2 oranında daralma gösterdi. Bu süreçte sanayi üretimi, ekonomik büyümeyi 0,4 puan geriye çekti.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, büyüme rakamlarına ilişkin değerlendirmesinde, “Ekonomimiz ılımlı büyümesini sürdürürken dezenflasyon devam ediyor. Dezenflasyon sürecinde ortaya çıkabilecek etkilere yönelik gereken tedbirleri bütüncül bir yaklaşımla hızla devreye alıyor, yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekliyoruz” şeklinde açıklamalarda bulundu.
İSTİHDAMDA DA DARALMA
İktisatçı Doç. Dr. Cem Oyvat, sanayideki daralmanın işsizlik oranlarına yansıdığını ifade etti. Oyvat, “Nisan 2025’te mevsimsellikten arındırılmış istihdam oranı yüzde 49,3’ten yüzde 48,8’e gerilemiş. Bir ayda 0,5 puanlık düşüş oldukça ciddi bir kayıptır. Ayrıca, atıl işgücü oranı da yarı zamanlı çalışmanın artmasıyla birlikte bir ayda 3,4 puan yükselerek tarihi zirvesi olan yüzde 32,2’ye ulaşmış durumda. Yıllık yüzde 2’lik bir büyüme, Türkiye için oldukça düşüktür. Bu düşük büyümenin istihdam üzerindeki etkileri de kendini göstermeye başlamıştır” ifadelerini kullandı.
Oyvat, işgücü ödemelerinin milli gelir içindeki payının yükselişinin durduğunu da vurguladı. 2024’ün son çeyreğinde yüzde 35,7 olan işgücü ödemelerinin GSYH’ye oranı, 2025’in ilk çeyreğinde yüzde 34,5’e geriledi. Ancak, 2022 yılından 2024’ün sonuna kadar işgücü ödemelerinin milli gelir içindeki payında genel bir artış gözlemlenmişti. Bu artışın sebeplerinden biri, genel ve yerel seçimler öncesinde yapılan asgari ücret artışlarının milli gelir deflatörünün üzerinde gerçekleşmesidir.
Reel kurun değerlenmesinin ve kur artışının Türkiye’deki fiyat artışlarının çok altında kalmasının sanayicilerin kârlarını olumsuz etkilediğine de değinen Oyvat, “İstihdamın kompozisyonundaki değişim de önemli bir faktör. Son dönemde ücret payının daha az olduğu sanayinin ağırlığı azalmışken, ücretlilerin katma değerden daha fazla pay aldığı inşaat ve sağlık gibi sektörlerin istihdamdaki ağırlığı artmıştır” dedi.
Yavaşlamanın tüketim üzerinde de etkili olduğunu belirten Oyvat, “Hanehalkı tüketim harcamaları geçen yılın aynı çeyreğine göre yalnızca yüzde 2 artış göstermiştir. Harcamaya dayalı büyümede en dikkat çekici unsur, geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 6,9 artan inşaat harcamalarıdır. Diğer yandan, sanayideki durgunluk nedeniyle makine ve teçhizat yatırımları yüzde 1,8 oranında azalmıştır. Bu durum, sanayideki üretim kapasitesinin artışını da kısıtlayarak uzun dönemli büyümeyi olumsuz etkiliyor” şeklinde konuştu.
Oyvat, “Yeni Şafak’ın Mehmet Şimşek yönetimini sert bir şekilde eleştiren manşeti, AKP’ye yakın olduğu iddia edilen sermayenin programdan ciddi şekilde şikayetçi olduğunu ortaya koyuyor” diyerek, sanayicilerin ekonomi yönetimine yönelik baskılarının arttığına da dikkat çekti.