1. Haberler
  2. MAGAZİN
  3. Rejim Taraftarı Olmak Artık Cezalandırılıyor!

Rejim Taraftarı Olmak Artık Cezalandırılıyor!

Rejim Taraftarı Olmak Artık Cezalandırılıyor!
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dünyada bir ilke imza atıldı! Artık bir ülkede rejim yanlısı olmak, cezalandırılmayı getirirken, rejim karşıtları ödüllendiriliyor. Bu çelişkili durum ne kadar daha sürecek? Sürdürülebilirliği ne düzeydedir?

“Her Ce-Ha-Pe’li bir gün tutuklanacaktır” dedirtecek kadar sıklaşan gözaltılar, her sabah karşımıza çıkan bir gerçek haline geldi. Büyük prodüksiyonlarla süslenen, “editlenen” operasyonlar dikkat çekiyor. Görünen o ki, Ce-Ha-Pe’li olmak bile yeterli değil; sıradan bir muhalif olmak da tutuklanma nedeni olabiliyor. Ayşe Barım gibi apolitik birinin bile demir parmaklıklar arkasına alınabildiği örnekler mevcut. Neden? Sebebini bilmek imkânsız. Hatta, keyfi bir eylem olan diplomayı yırtmak gibi bir davranış dahi gözaltına alınma sebebi olabilir, hem de sabahın erken saatlerinde!

Anayasa’nın hiçe sayıldığı bu ülkede, hukuk sadece bir taciz aracı haline geldi. Seçim kazanmak, yapılan her eylemi eleştirmek ya da en basitinden makul bir ses olmak, yargı tacizini hak eden suçlar arasında sayılıyor.

Öncelikle cezaya karar veriliyor, ardından bir suç uyduruluyor. En büyük suç, rejime karşı olmaktır. Laik, demokratik ve hukuk devleti olan bir cumhuriyetin temel ilkeleri ihlal ediliyor. Rejimi koruyacağınıza dair yemin ettiğinizde ordudan atılmanız mümkün. Ümit Özdağ gibi isnat edilen suçtan ceza alsanız bile hapis cezası alabilirsiniz; zira esas olan ceza değil, suçtur. Ekrem İmamoğlu, iddianame olmamasına rağmen Silivri’de tutulabiliyor. Tunç Soyer gibi eski belediye başkanları ise uluslararası suç örgütü imajıyla büyük operasyonlara maruz kalabiliyor.

Taksim ve İstiklâl Caddesi’nde rejim karşıtı sloganlar atılmasına, şeriat çağrıları yapılmasına, “Kemalistlere ölüm” denilmesine rağmen, bunlar yasalar nezdinde suç sayılmıyor. Bu kişiler tutuklanmıyor, soruşturma dahi açılmıyor. Eğer hakaret, küfür veya tehdit rejim yanlılarına yönelmişse, bu halkı kin ve düşmanlığa sürüklemek olarak değerlendirilmez.

Bu ikili hukuk sisteminde, bizden beklenen, kartların hileli olmadığına inanmamızdır.

Peki!
T.S. Eliot, “Kanunlar güçlü ve değişmezdir ama ya merhamet yasalardan daha güçlü ise? Bunun karşısında ne yapılabilir ki” demiştir. Vicdanı, merhameti, yüksek erdemleri ve ahlakı bir kenara bırakalım; düz, basit hukukun uygulanması yeterli.

Ayrıca dışarıdaki insanların özgür olduklarını düşünmeyin. Onlar da farklı bir şekilde tutsak durumundalar.

KEMALİST OLMAK YA DA OLMAMAK

Görünüşe göre, tıpkı Ergenekon kumpaslarında olduğu gibi, bir el bu ülkenin menfaatine olmayan planların peşinde koşuyor. Eski ve yeni ortaklarıyla işbirliği içinde hareket ediyorlar.

Yaşar Nuri Öztürk, bu halkın yanlış kararlar verdiğini ve bunun bedelini ödeyeceğini belirtmişti. Yaşamın nankörlüğü, affetmeyi bilmez.

Aydınımız, ergenlik hezeyanlarını çağrıştıran tutumlarıyla; özgürlüğü, yaşam biçimini, fırsat eşitliğini ve kadın haklarını borçlu olduğu değerlere karşı küçümseyici bir tavır sergiliyor. Atatürk’ün üzerinde durduğu konulara saldırırken, sanki yüz yıl önce daha iyi bir alternatif varmış gibi davranıyor. Bu devletin hataları elbette mevcut; bunları eleştirmek başka, rejime saldırmak başka.

Kemalist terimini duyduğumuzda, kimin ne anladığını kestiremiyoruz. Ergen hezeyanlı aydının dışladığı Kemalizm hakkında da net bir bilgiye sahip değiliz. Eleştirim, bu yaftalama ve bu yaftalama üzerinden yapılan aşağılamalara yöneliktir.

Leman vakasında da gördüğümüz gibi, modern, medeni ve laik bir rejimden yana olan herkes, saldırgan bir grup tarafından “Kemalist” olarak damgalanmış durumda ve bu insanlar öldürülmeyi ya da ülkeden sürülmeyi hak eden bireyler olarak görülüyor.

İster Kemalist olun, ister Kemalistlerden nefret edin; yırtık kot pantolon giydiğiniz için öldürülmeyi hak eden bir Kemalistsiniz -onlar için.
İşte bu, Yaşar Nuri Öztürk’ün bahsettiği bedellerdir.

Yine Şeytan ile işbirliği yapıldı. Yine ağır bedeller ödenecek.

Gün gelecek, 19 Mart, bir kumpas olarak anılacak. Bugünün mağduru olmak, bir onur nişanı sayılacak.

Rejim Taraftarı Olmak Artık Cezalandırılıyor!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Asistantr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!