Ankara Barosu tarafından düzenlenen “Protesto Hakkı Konferansı”, Ankara Barosu Eğitim Merkezi Av. Rahmi Mağat Konferans Salonu’nda başladı. Konferansın açılışında Türkiye Barolar Birliği Başkanı Ramiz Erinç Sağkan ile Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu konuşma yaptı. Sağkan, protesto hakkının Türkiye’de gündem olan temel hak ve özgürlüklerin kullanımı ile ilgili hak ihlalleri bağlamında ele alınması gerektiğini vurguladı.
Sadece Türkiye’de değil, gelişmiş ülkelerde de protesto hakkına yönelik sert müdahalelerin olduğunu belirten Sağkan, bu konudaki düşüncelerini şöyle ifade etti:
“Bu sorun sadece Türkiye’ye özgü değil. Protesto hakkı, ifade hürriyeti, örgütlenme hakkı, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı gibi birçok temel hakkı kapsayan çerçeve bir hak olarak değerlendiriliyor. Gezi sürecinden bu yana yurttaşlarımızın anayasal haklarını kullanma biçimleri, ağır kolluk şiddetiyle karşılaşmakta. Fişlenme, gözaltına alınma ve hukuka aykırı yargı süreçleri yaşama kaygısı, insanların geleceğe dair endişelerini artırıyor.”
“19 MART SÜRECİNDE GENCECİK İNSANLAR BU CESARETİ ORTAYA KOYDU”
Sağkan, Gezi eylemlerinin ardından, 2020 yılında Ankara Kızılay ve Sakarya’da yapılan eylemleri hatırlatarak, baro başkanlarının çoklu baro sürecine karşı Türkiye’ye yürüyüşü sırasında avukatların gösterdikleri tepkiyi anımsattı. 19 Mart 2025’te İstanbul Büyükşehir Belediyesi operasyonlarının ardından yurttaşları sokağa döken kıvılcımın öğrencilerden geldiğini belirtti. “Bu süreçte hak ve özgürlükleri için kaygı duyan gençler cesaret gösterdiler. Ancak, devletin güç kullanma organlarının yurttaşların temel haklarını korumak yerine sınırlayıcı bir rol üstlenmesi, önemli bir sorun.” dedi.
“YURTTAŞIN YANINDA OLAN AVUKAT ANCAK BİLGİ VE BİRİKİMLE FAYDA SAĞLAYABİLİR”
Sağkan, protesto hakkı konusunun en önemli başlıklarından birinin yargı bağımsızlığı olduğunu vurgulayarak, geçmişte gözaltına alınma eylemlerinin yerini uzun süreli gözaltı ve tutuklamaların aldığını ifade etti. “Bugün, protesto hakkı çerçevesinde Anayasa’nın güvence altına aldığı hakların kötüye kullanılması, hak savunucusu avukatların mücadelesinin hukuki bir temel oluşturması açısından kritik bir nokta. Yurttaşın yanında olan bir avukat, ancak bilgi ve birikimle etkili olabilir.” dedi.
ANKARA BAROSU BAŞKANI: BARIŞÇIL GÖSTERİLERE GÖZALTILAR OLAĞANLAŞTIRILDI
Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu, hukukun sadece bir yasa metni olmadığını, aynı zamanda bir direnişle anlam kazandığını belirtti. Köroğlu, “Savunma, mahkeme salonlarının ötesinde sokakta, kürsüde ve meydanda da devam eden bir direniştir. 19 Mart 2025’ten itibaren protesto hakkının kullanımı ciddi biçimde baskı altında kalmış, bu hak bir tehdit unsuru olarak algılanmıştır.” açıklamasında bulundu.
Köroğlu, gençlerin ve kadınların barışçıl gösterilerinin ağır müdahalelerle bastırıldığını, gözaltı ve tutuklamaların olağan hale geldiğini vurguladı. “Bugün burada toplanmamızın amacı, bu baskılara rağmen protesto hakkının önemini hatırlamak ve bu hakkın güvenli bir şekilde kullanılmasını sağlamak.” dedi. Ayrıca, 2911 sayılı kanunun yeniden değerlendirilmesi ve dijital çağda protestonun evrimi gibi konuların önemli olduğunu ifade etti. Köroğlu, son olarak Hannah Arendt ve Gandhi gibi düşünürlerin itaatsizliğin önemine dair sözlerini hatırlatarak, Ankara Barosu olarak mücadelelerine devam edeceklerini belirtti.