İsrail’in İran’a yönelik gerçekleştirdiği saldırılar sonrasında başlayan çatışmalar, küresel enerji piyasasında önemli sarsıntılara yol açarken, ekonomilere de derin etkiler bırakıyor.
PETROL FİYATLARINDAKİ YÜKSELİŞ ENDİŞESİ ARTIYOR
ABD’nin çatışmalara katılmasıyla birlikte Hürmüz Boğazı’nın kapanma riski gündeme gelmiş durumda. Bu durum, petrol fiyatlarının ciddi şekilde artabileceği endişesini beraberinde getiriyor. Enerji piyasasındaki bu gelişmeler, başta Türkiye olmak üzere birçok ülkenin ekonomisi için tehdit oluşturuyor.
ZAMLAR TÜRKİYE’Yİ NASIL ETKİLİYOR?
Petrol fiyatlarındaki artış, akaryakıttan gıdaya, sanayiden turizme kadar çeşitli sektörlerde fiyat artışlarına neden olma potansiyeline sahip. Türkiye’deki akaryakıt fiyatları, Akdeniz piyasasındaki işlenmiş ürün fiyatları ile döviz kuru dikkate alınarak hesaplanıyor. Bu nedenle, küresel fiyatlardaki değişimler Türkiye’deki akaryakıt fiyatlarını doğrudan etkiliyor.
ENFLASYON ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Türkiye’de tüketilen akaryakıtın yüzde 74,6’sını motorin, yüzde 14,2’sini LPG, yüzde 11’ini ise benzin oluşturuyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, akaryakıtın enflasyon içindeki ağırlığı yaklaşık yüzde 3,33 seviyesindedir. Dolayısıyla, akaryakıt fiyatlarında yaşanacak yüzde 10’luk bir artış, enflasyona yaklaşık yüzde 0,33 doğrudan etki yapıyor.
Haziran ayı başından bu yana Brent petrol fiyatları yüzde 20’yi aşan bir artış gösterirken, Türkiye’de bu süreçte benzine yüzde 9,8, motorine ise yüzde 18,5 oranında zam yapılmış durumda. Ancak son motorin indirimiyle birlikte zam oranı yüzde 14,5’e gerilemiş bulunuyor. Türkiye’de tüketilen akaryakıtın yüzde 75’inin motorin olduğu göz önüne alındığında, bu artışların enflasyon üzerindeki etkisinin oldukça yüksek olduğu söylenebilir.
Ayrıca, taşıma maliyetlerindeki artış nedeniyle akaryakıt zamlarının gıda, turizm ve sanayi gibi birçok sektöre dolaylı etkileri de söz konusu.
FAİZ KARARLARINA YANSIYABİLİR
Enflasyondaki yukarı yönlü riskler, para politikasında belirsizlik yaratıyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), son faiz kararında “Jeopolitik gelişmelerin dezenflasyon sürecine olası etkileri yakından takip edilmektedir” ifadesini kullanarak dışsal etkilere dikkat çekmişti.
Karar metninde, mayıs sonrası enflasyonda düşüş ve iç talepte yavaşlama beklentisi yer almış, bu durum temmuz ayında faiz indirimi beklentilerini güçlendirmişti. Ancak petrol fiyatlarının yeniden yükselmesi ve enflasyonun artma riski, TCMB’nin faiz indirimi kararını ertelemesine neden olabilir.
Citi Bank’ın değerlendirmelerine göre, yeni bir ekonomik şok yaşanmadığı takdirde temmuz ayında 250 baz puanlık bir faiz indirimi bekleniyordu. Ancak Hürmüz Boğazı kaynaklı riskler bu beklentiyi zayıflatıyor.