CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından başlayan Saraçhane eylemleri nedeniyle haklarında dava açılan bazı kişiler, bugün hakim karşısında yer aldı.
“Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” suçlamasıyla yargılanan ve aralarında tutuklu olmayan 139 sanığın duruşması, İstanbul Adliyesi 49. Asliye Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştiriliyor. Salon yetersizliği nedeniyle 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nin salonunda yapılan duruşmada, sanıkların savunmaları alınmaya başlandı.
İzmir’den İstanbul’a üniversite eğitimi için gelen ve burslu okuyan bir sanık, gözaltı sürecinde yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarını tutamadı. Sesi titreyerek savunma yapan sanık, “Polislerden hiçbir uyarı duymadım. Sürekli küfür ettiler. Psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kaldım. Nezarethanedeki koku çok kötüydü. Burslu öğrenci olduğum için bir dönemim yandı” dedi.
“POLİS ‘N’ABER LAN TOPAL’ DEDİ”
Diğer bir sanık olan genç kadın, yaşadığı şiddeti gözyaşları içinde anlattı. Mahkeme başkanı, ayakta konuşmakta zorluk çeken kadının oturarak savunma yapmasını istedi. Sanık, “Yerde tekmelendim, kan içinde kaldım, ters kelepçelendim” şeklinde ifade verdi. Genç kadın, gördüğü şiddet nedeniyle yürüyemediği için polisin kendisine, “N’aber lan topal” diyerek güldüğünü belirtti.
Bir başka sanık ise yaşadığı durumu “Sanki insan değil, hayvan alıyorlar. Kafamdan aşağı gaz döküldü. Anneme küfür edildi. Terörist dediler. Ben de bir insan evladıyım, kimse bunu diyemez. Biz de şikayetçi olacağız” sözleriyle aktardı. Farklı bir sanık ise, “Beni öyle bir dövdüler ki nefes alamadım” diye konuştu.
Gözaltına alınırken yaşadıklarını ifade eden bir sanık, konuşmakta zorlanarak, “Bu olay hepimizin travması haline geldi. Bu süreçte ben işimden istifa ettim, etmek zorunda kaldım. Başka çarem yoktu” dedi.
“JANDARMALARIN TACİZİNE UĞRADIM”
Kalp hastası olduğunu belirten bir başka sanık, yaşadığı olayları şöyle anlattı:
“Polise yol sorarken gözaltına alındım. Kalp hastasıyım. Polislere rica ettim, nefes alamıyorum, izin verin dedim. Bize bir şeyler fırlatırken ‘kalbinde sorun yoktu değil mi o’ dedi. Videolarda bu anlar mevcut. Saçımı çekerek gözaltı arabasına yapıştırdılar. Sekiz saat ters kelepçe bekledik. Arabanın içinde yoğun bir biber gazı kokusu vardı. Hepimizin gözleri yanıyordu, ağlıyorduk. Ben 16 gün boyunca Silivri’de yattım. Türkiye Cumhuriyeti’nin jandarmaları tarafından tacize uğradım. Terapi alıyorum ve psikolojim mahvoldu. Hiçbir suçum yok.”
“‘EKREM ABİNİZ SİZİ KURTARSIN’ DEDİLER”
Saraçhane eylemleri sırasında gözaltına alındığını anlatan CHP PM üyesi Berkay Gezgin, savunmasında şu sözlere yer verdi:
“Bugün burada bir sanık değil, bu ülkenin gençlerine umut olmaya çalışan, siyasetle uğraşan bir genç olarak buradayım. CHP Parti Meclisi üyesiyim, vatanını seven, ailesi ve halkı için sorumluluk hisseden biriyim. Bugün kendi polisine, askerine zarar verme gerçeği aklımdan bile geçemez. Arkadaşlarımla birlikte evime dönmek üzere motosikletimizi bulmaya çalışırken gözaltına alındım. Ekrem İmamoğlu hakkında verilecek kararı beklemek üzere Saraçhane’deydik. Süreci geç saatlere kadar dakika dakika takip ettik. Motorumuzu bulmak için iki polisten yardım istedim. Yolun karşısında 20-25 kişi gözaltına alınmıştı. Kasksız ve numarasız bir polis memuru beni çağırdı. Kendi irademle polisin yanına gittim ve bir anda yere yatırılarak ters kelepçe ile gözaltına alındım. Yerde birkaç kez kafama vuruldu. ‘Demek polise taş atarsınız, şimdi gelsin Ekrem abiniz sizi kurtarsın’ dediler. Yaklaşık 60 saatlik gözaltının ardından kaçma şüphesi gerekçesiyle tutuklandım. Ben neden kaçayım? Daha yeni İtalya’da eğitimden dönmüştüm.”