1. Haberler
  2. EKONOMİ
  3. Ekonomi Masalı: Kimler İçin Yönetiliyor?

Ekonomi Masalı: Kimler İçin Yönetiliyor?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) kürsüsünde yaptığı konuşmada, “Ekonomik programı kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz” ifadelerini tekrarladı. Sunumu bu kez daha kapsamlı bir içerik barındırıyordu: Batı ile entegrasyon, Avrupa Birliği ile güncellenmiş ticaret, Amerika Birleşik Devletleri ile yeni iş birlikleri, iklim uyumu, dijital dönüşüm ve sonunda “terörsüz Türkiye” vurgusuyla bir vizyon oluşturuyordu. Ancak bu anlatımda, markette fiyat artışlarıyla yüzleşen vatandaşların durumu göz ardı ediliyordu. Boş raflar, düşen maaşlar ve iflas eşiğindeki üreticiler, bu sunumda yer bulamıyordu. Ekranlarda ekonomi hâlâ “ilerliyor” gibi görünse de, gerçekte döviz beklentileriyle şişirilmiş bir kurgu yönetimi söz konusuydu. Anlatılan hikâye, yatırımcılar için hazırlanmış bir “Türkiye broşürü” gibiydi; halk için değil, yalnızca “trusted partner” yazısını görebilmek isteyen yatırımcılar için tasarlanmıştı. Başarı, artık halkın cebinde değil, City of London’daki yatırım broşürlerinde yazılıyordu. Belki tencere kaynamıyordu ama anlatı her zamanki gibi kaynamaya devam ediyordu.

MAKYAJ TAZELİYOR

Ekonomi hakkında yapılan konuşmaların gerçekte yaşanmadığı bir tablo ortaya çıkıyor. İçeride iş yerleri kapatılırken, dışarıda Şimşek sahne alıyor. Üreticiler borçlarını ödeyemezken, işçiler maaşlarını yetiremezken, emekliler market sepetini dolduramaz hale geliyor. Ancak perde ardında rezerv artışı hâlâ alkışlanıyor; bu, sorgulanmayan döviz oyunlarıyla mümkün oluyor. Yoksulluk, “başarı” olarak lanse edilirken, ekonomik çöküş “istikrar” olarak sunuluyor. Bu düzenin içinde mutfağın sesi değil, borsa ve finansal piyasalardaki hareketlilik duyuluyor. Uçurumun kenarındakiler düşerken, yukarıda hâlâ makyaj tazelendiği görülüyor.

İroni dolu bir durum yaşanıyor. Aynı dakikalarda, iktidarın farklı kanatları birbirinden bağımsız mesajlar veriyor. Şimşek sahneden “istikrar” masalını anlatırken, partili bir gazete manşetinden “Sanayi durdu” diye bağırıyor. Bir yandan “kararlılık” vurgusu yapılırken, diğer yandan çarkların çatırdadığına dair endişeler dile getiriliyor. Bu durum artık bir fikir ayrılığı olmaktan çıkmış; bir yönetim tarzının iflasının göstergesi haline gelmiştir. Ekonomi masasında ne bir program ne de bir pusula mevcut; sadece farklı gruplar arasındaki güç mücadelesi hâkim. Faiz, vergi ve döviz politikaları, yalnızca kimin öne çıkacağına dair iç hesaplaşmanın malzemesi olarak kullanılıyor. Türkiye ekonomisi şu an bir yönetim biçiminden ziyade, birbirine zıt yönlerde hareket eden kliklerin çatışmasıyla idare ediliyor.

Yeni Şafak gazetesinin “Faiz arttı, dolar yükseldi, enflasyon azdı, üretim düştü” manşeti, istemeden de olsa mevcut rejimin çöküşünü gözler önüne seriyor. Bu tablo, yalnızca Mehmet Şimşek’in değil, yıllardır süregelen rant odaklı düzenin de çöküş ilanıdır. Nebati ve Kavcıoğlu döneminin bıraktığı enkaz, şimdi Şimşek’in omuzlarına yükleniyor. Ancak asıl kriz, bu iktidarın sistematik tercihlerinin bir sonucudur ve bu tercih hâlâ basın bültenleriyle örtülmeye çalışılmaktadır.

Şimşek’in KKTC kürsüsünden sunduğu gelecek vizyonu, halkın günlük yaşamına hitap etmemektedir. Bugün bu ülkede, bir yanda açlık sınırında yaşayan milyonlar, diğer yanda “program başarılı” diyen bir “kazananlar kulübü” bulunmaktadır. Küçük esnafın, çiftçinin ve maaşla geçinenlerin sırtına bindirilen vergi yükü ile büyük şirketlere tanınan ayrıcalıklar bir araya geldiğinde, ortaya bir ekonomik model değil, ayrıcalıklı sınıflar için yazılmış bir yönetmelik çıkıyor. “Kararlılık” denilen şey, aslında halktan talep edilen bir sessizliktir; çıkar savaşları arka planda yükselmeye devam etmektedir. Ancak bu sessizlik uzun sürmeyecektir.

KİMİN İÇİN YÖNETİYOR?

Bu halk, “aynı gemideyiz” masalına ve çelişkili mesajlara daha fazla katlanamaz. Ekonomi politikası, öncelikle tutarlılık gerektirmektedir. Ancak bugün yaşananlar, çarpıklığın kural haline geldiği bir kabare düzeninden ibarettir. Şimşek’in programı güven vermiyor, çünkü halk için değil, halktan bağımsız biçimde yazılmış. Bu kriz, köklerine kadar siyasal ve ahlaki bir iflasın dışavurumudur.

Artık “kim yönetiyor?” sorusu yetersiz kalıyor. Asıl mesele, “kimin için yönetiliyor?” sorusunda düğümleniyor. Yanıt ise her zamanki gibi güçlü bir sesle değil, aç midelerle duyuluyor: İktidar için. Ancak halk için asla değil. Bu nedenle galibi merak etmiyoruz; çünkü kaybedenin kim olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu yoksulluk, onların değil; hepimizin üzerine çöken ortak bir sefalet halidir. Bu düzene son verilmedikçe, bu ülkede refah değil, yalnızca gösterişli çöküşler planlanacaktır. Ekonomi olarak sunulan şey, aslında halktan alınan son lokmanın üzerine serilen parlak bir örtüdür. O örtü kaldırılmadıkça, sofralar değil, yalnızca söylemler doyar.

Ekonomi Masalı: Kimler İçin Yönetiliyor?
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Asistantr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!