Son 25 yıl boyunca Beşiktaş’ı yöneten bir azınlık, kendi mutluluğunu ön planda tutarak kulübün borcunu 16 milyar TL’ye çıkarmayı başardı.
Bu durum, Beşiktaş’ın öz kaynaklarının üçte ikisinden fazlasının borca gitmesiyle birlikte, fiili iflas durumu yaşamasına yol açtı.
Beşiktaş, 25 yıl boyunca sürekli bir kaybetme sürecinin içinde. Ancak son 3 yıl, bu kayıpların daha da belirgin hale geldiği bir dönem oldu.
Peki, kimlere kaybediyor Beşiktaş?
Ahmet Nur Çebi’ye, Onana’ya, Alex Teixeira’ya, Fulya için oluşturulan hakem heyetine, Mendes’in iş ortağı Ahmet Bulut’a, Hasan Arat’a, Al Musrati ve Muçi’ye, 15 yıldır galip gelen Mendes’e, Serdal Adalı’ya, Arroyo ve Ricardo’ya, Mendes’in çırağı Gonzalo Vargas’a… Beşiktaş, 25 yıl boyunca her genel kurulda kaybettiği gibi, son 3 genel kurulda da 20-0 kaybetti.
Bu genel kurul mağlubiyetlerinin ardında yatan temel nedenler oldukça net. Her yönetim, bir öncekinin devamı niteliğinde ve bir sonrakinin ticari partneri olarak işlev görüyor. Gelen yönetim, önceki başkan ve yönetimi ibra ederken, kurdukları takımları lağvederek yeni ticari işlemler gerçekleştirmekte. İşte bu ticari işlemler, Beşiktaş’ın son 15 yıldır Mendes’e kaybetmesinin temel sebebi.
Beşiktaş, 2 milyon avroya Bremen’den alınması gereken Almeida yerine, fon üzerinden yüzde 45’ine 2 milyon 600 bin avro ödendi. Ayrıca, 13 bin 800 avro maaşı olan Alves, Mendes tarafından 3,1 milyon avroya Beşiktaş’a satıldı.
Fulya projesinde de Aşçıoğlu’na kaybedilirken, Ahmet Nur Çebi’nin kurduğu ‘hakem heyeti’ sayesinde sonuç tescillenmiştir.
Bütün bu mağlubiyetlere rağmen Beşiktaş nasıl ayakta kalıyor? Fuat Balkan ile başlayan değerler bütünü, Ahmet Fetgeri ile devam ederken, Sarıkamış ve Çanakkale cephesinde hayatlarını feda eden vatanseverlerin mirasıyla, Şeref Bey ve Hakkı Yeten gibi isimlerin kulübün çıkarlarına adadığı hayatları sayesinde Beşiktaş, sevenleri tarafından korunarak varlığını sürdürüyor.
20-0’ların kaydedildiği genel kurulların sonuçlarının önceden tahmin edilebilmesi nedeniyle, 22 Haziran’daki Genel Kurul’da tarihsel değerler ve Beşiktaş iradesi sürece müdahil olmalıdır. Kulübün çıkarları dışında hiçbir şey düşünmeyen, canını vermeye hazır insanların bu sürece dahil olma isteği, gelecekteki zararlara neden olabilecektir.
Artık Beşiktaş’ın bir mağlubiyete daha tahammülü kalmamıştır.