19 Mart tarihinde gerçekleştirilen “Kent Uzlaşısı” operasyonunun ardından Resul Emrah Şahan’ın tutuklanmasıyla kayyum atanması, belediye işçileri arasında hak gaspı iddialarını gündeme getirdi. İşçiler, ücretlerinin eksik ve geç ödenmesi, toplu iş sözleşmesinden doğan haklarının sistematik bir şekilde yok sayılması ve DİSK/Genel-İş’in etkisiz hale getirilmeye çalışılması gibi gerekçelerle eylemler düzenlemekte.
Kayyumun cumartesi ve pazar izin günlerini hafta içine kaydırması, işçilerin tepkilerini daha da artırdı. Genel-İş İstanbul 3 No’lu Şube Başkanı Zeynel Yiğit, 17 gündür açlık grevi yaparken, diğer işçiler de taleplerine karşılık alınamaması durumunda açlık grevine katılacaklarını ifade ediyor.
DEM Parti İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu, kayyum uygulamalarını ve işçilerin direnişini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşıdı. İçişleri Bakanlığı’na verdiği soru önergesinde, “Emekçilerin açlık grevine mecbur bırakıldığı bir ortamda, sosyal hukuk devleti ilkesinden söz etmek mümkün değildir. Kayyum yönetimleri, sadece seçme hakkını gasp etmekle kalmayıp, emekçilerin kazanılmış haklarını da ortadan kaldırmakta ve yerel yönetimleri otoriter bir denetim aygıtına dönüştürmektedir.” şeklinde ifadelerde bulundu. Konukçu, yaşanan olayların iktidar politikalarının bir sonucu olduğunu savundu.
“KAYYUMLARI DENETLİYOR MUSUNUZ?”
Konukçu, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya yönelttiği sorularda, “Başlatılan açlık grevi hakkında bilginiz var mı? İşçilerin bu eyleme yönelmesinin sorumluluğu kimdedir? Kayyumun sorumluluğunu yerine getirmesi için bir adım atacak mısınız? Kayyum yönetiminin cumartesi izinlerini fiilen kaldırması yönündeki kararının yasal dayanağı nedir? Kayyumun harcama kalemleri kamuoyuna açıklanacak mıdır? Emekçilerden tasarruf yapılırken, yönetim harcamaları ne ölçüde denetlenmektedir?” gibi sorularla dikkat çekti.
Ayrıca, açlık grevlerine yol açacak ölçüde çözümsüzlüğün derinleşmesinin demokratik hukuk devleti ilkesiyle nasıl bağdaşabileceğini sorgulayan Konukçu, işçilere doğrudan şirket tarafından mesaj gönderilerek sendikanın devre dışı bırakılmak istenmesi hakkında Bakanlığın bilgisi olup olmadığını da sordu. Türkiye genelinde kayyum atanan belediyelerde Bakanlığın genel bir denetim veya inceleme çalışması olup olmadığını da merak etti.